Aralık 12, 2010

Alaycı Kuş (Açlık Oyunları 3) - Suzanne Collins

Dil: Türkçe

Üzgün hüzünlü bi "yaa.." diyerek dudak büküyorum. Neden? Çünkü bitti.. Bitmese miydi? Bitmesi daha iyi tabii ama çok sevmiştim ben bu kitapları.. Alaycı Kuş, Açlık Oyunları serisinin 3. ve son kitabı. Katniss'imizin, Capitol'ün, Panem'in akıbetini öğreniyoruz. Peeta mı Gale mi seçimi kitap boyunca gizemini korurken değişik bir sonla bitti kitap. Çok güzel bir dünya yaratmış yazar. Yani "güzel" derken, içerisi güzel değil ama çok güzel hayal edilmiş, kurgulanmış ve anlatılmış. Karakterlere, özellikle birinci tekil kişiyle yazıldığı için olsa gerek Katniss'le müthiş bir yakınlık hissi var. Kitaplara yorum nasıl yazılır pek bilmediğimden, yine "çok güzel" demek geliyor içimden ama bu sefer o "çok güzel"in derecesi çok yüksek.. Lütfen okuyun, eksik kalırsınız.

Aralık 09, 2010

İçimizdeki Şeytan - Sabahattin Ali

Dil: Türkçe

O dönemlerden okuduğum Peyami Safa'nın tersi. Batılılaşanların tarafında. Aslında bir aşk hikayesi anlatılıyor. Dönemin yaşantısı, memuriyet hayatı, gençlerin sohbetleri, kadınların toplumdaki yeri. Piyano çalan, Balıkesir'den gelmiş kızımız Macide var. Tombul aylak memur Ömer var. Macide Emine Teyzesinin yanında kalıyor. Ömer'in de teyzesi bu kadın bir yandan. Yani akrabalar. Türlü olaylar sonucunda (babasının ölümü, geç saatlere kadar Ömer'le dolaştığı için namus şeref lafları ediyorlar) evden ayrılıp Ömer'le yaşamaya başlıyor. Ömer çok konuşan bir tip. Çok güzel felsefik parçalar var arada. En aklımda kalanı, Ömer'le Macide'nin kayıkla denize açıldıklarında mehtabı izlemeleri ve Ömer'in ne kadar küçük aslında ne kadar önemsiz olduklarını anlattığı sahne çünkü benim çocukluğumda Ay'ı izlerken yaptığımın aynısı neredeyse. Sonunu buraya yazmamın alemi yok ama ilginç bir kitap. Bir an önce yazarın bir başka romanı olan Kürk Mantolu Madonna'yı okumalı.

Aralık 07, 2010

Yapay İnsan - Sanjay Nigam

Dil: Türkçe

Amerika'da yaşayan Hintlilerin hayatı, Hintli doktorların çalıştığı hastanede olan bitenler var. Yapay İnsan aslında 6 7 tane organ nakli geçirmiş Hindistan'ın sağlık bakanıdır. Ana karakterimiz Sonny adlı genç doktor. Etrafındaki karakterler ise okumayı çok seven hemşire Gwen, hademe Manny, uykusuzluk sorununu çözmeye çalışan Dr. Ranjan ve Alvin, karısının poposunu ısırıp hastanelik eden Nishad ve Sonali, restoran sahibi Tiger, aslında psikoterapist olan ama guru ayağına yatan Dr. Giri, Hintli şovmen ve politikacı Ronny ve en tatlısı da "hipokinetik adam". Kitapta aslında birsürü küçük hikaye var. Genele bakıldığında giriş-gelişme-sonuçtan çok bir kesit yansıtılmış. Türkiye'ye dönüş öncesine geldiği için çabuk bitiremedim ama karakterleri şurda takır takır sayabilmiş olmam onları sevdiğimin bir göstergesi. Herkesin bir takım sırları ve sorunları var. Amerika'daki bu "küçük Hindistan"da yolları bir şekilde kesişiyor. İlginç, sıcak ve tatlı bir hikaye. Bir süre sonra, koltukta battaniyeye sarınmış şekilde tekrar okumak istediğim bir kitap.

Aralık 04, 2010

Kitab-ül Hiyel - İhsan Oktay Anar

Dil: Türkçe

Yüzümden gülümseme eksik olmadan okudum kitabı. Deli gibi evet. Yine bir sürü yerden gelen yol inanılmaz bir ustalıkla birleştirilmiş. Her cümleye çok çok özenilmiş. Yine harika yine muhteşem. Bu sefer nesilden nesile geçen hiyel (mekanik demekmiş) insanlarını anlatıyor. Akıllarına gelen binbir türlü icat, neredeyse teknik resim sayılabilicek şekilde resmedilmiş. Bir de söylemeden edemeyeceğim. İhsan Abi, nerden buluyosun öyle güzel isimleri??? Katırcı Ahmet Bey, yok işte Altıparmak Şahin Bey, Divane Asım Efendi, Havai Efraim Bey, Tokmakçı Abidin Paşa ve daha neler neler. Hiyel ve hayal alemiyle ilgili düşünmem gerekiyor. Evet, kesinlikle tekrar tekrar okunmalı. Üzüldüğüm şey ise, İhsan Abi'nin bütün kitaplarını bitirmiş olmamdır.. Tekrar okumak tabii ki farz ama daha çok daha çok istiyo insan, ne yapalım alıştırdı bizi bi kere..

Aralık 02, 2010

Birdsong - Sebastian Faulks

Dil: İngilizce

Tam 10 gün süründü elimde. 500 sayfa olması değil mesele ama içim şişti içiiiiiim! Oh be bitti sonunda. İngilizcesi çok hafif değildi, her kelimeyi anladığımı söyleyemem tabii ki ama yine gazap üzümleri benzeri anlat babam anlat ayyyy. Git-gelli hikaye. 1. dünya savaşında cephede geçiyor. Kahramanlarımız İngilizler Almanlarla savaşıyor. Savaştan önce de İngiliz adamın Fransız kadınla ilişkisi var falan filan. Sonra 78lerde. Sonra yine savaş yine 78. Cephede vay efendim zorluklar yaşıyolarmış da Gelibolu'yu bildiğimden pek etkilenmedim ne yalan söyliyim. Aman herkes okusun mutlaka falan diceğim de yok. Yeter yazmak da istemiyorum hatta.

Kasım 21, 2010

Ateşi Yakalamak (Açlık Oyunları 2) - Suzanne Collins

Dil: Türkçe

Voaaaaaaa!! Hikaye devam ediyor!! Süpriz son! "Yeni kitabı beykleyin" sonu. Evet merakla bekliyorum. Çeviriden mi kaynaklanıyor yoksa yazar parayı bulunca işi aceleye mi getirmiş bilmiyorum ama sonlarına doğru hikayenin içine tam giremiyor insan. Yine çok yaratıcı, oldukça beğendim. Son kitabı hemen şimdi okuyup bitirme isteğimden de anlaşılabilir sanırım ama eve dönene kadar beklemem gerekecek..

Kasım 11, 2010

La Petite Fille de Monsieur Linh - Philippe Claudel

Dil: Fransızca

Muhteşem bi öykü. Ve inanılmaz acıklı. Uzaklardaki ülkesindeki savaştan torunuyla kaçan bir dede. Kucağında bebekle. Dilini hiç bilmediği bir ülkede. Torunuyla yapayalnız. Onu ilk yerleştirdikleri yatakhanenin etrafında dolaşırken tanışıyor Monsier Bark'la. Birbirlerini anlamıyorlar ama iyi arkadaş oluyorlar. Sonra Monsieur Linh'i oradan alıp tımarhane gibi bi huzur evine götürüyolar ve Monsieur Bark'ı özlüyor Linh dede. Sürpriz bir sonu var. İkinci kez okunursa çok daha iyi olucağını düşünüyorum. Sonu sebebiyle ayrıntıların ikinci seferde daha iyi yakalanacağı meselesi. Çok güzelmiş çooook. Türkçesi de varmış. Fransızca okumak isteyenler için, dili çok basit. Rahatlıkla okunabilir.

Kasım 09, 2010

Ölü Ruhlar Ormanı - Jean-Christophe Grangé

Dil: Türkçe

Çok çok çok çok güzel. Çok kanlı. Çok vahşi. Sevdiğimiz gibi. Açıkları var mı yok mu çok yakalayamadım çünkü çok karmaşık bi hikaye. Takibinde zorlanılıcak kadar. Ama çok güzel. Kitabın ana karakteri Jeanne adında 35 yaşında bekar bi kadın. Kendimi neden onunla özdeşleştirdim anlamadım. Evde kalıcağıma kesin gözüyle bakıyorum sanırım. Süpriz sonu var, güzel Grangé kitabı.

Kasım 05, 2010

Açlık Oyunları - Suzanne Collins

Dil: Türkçe

Hemencik okuyuverdim. O piskopat japon filmi battle royale gibi, çocukları bir yere salıyorlar ve birbirlerini öldürmeleri bekleniyor. Durum biraz daha farklı bu sefer. Olimpiyat oyunları gibi ama "açlık oyunları". Garip bir zamanda geçiyor zavallı insanlar koloniler halinde yaşatılıyor. Her koloniden 1 kız 1 erkek seçiliyor. 12-18 yaş arası. Oyun kurucular var, bir alan hazırlanıyor ve cocuklar buraya salınıp birbirlerini öldürmeleri bekleniyor. Kitap 1. tekil şahıs ağzıyla yazıldığı için benimseme var haliyle. Katniss, 16 yaşındaki kızımız. Ama nedense kitaptaki durum bana worms oyununu hatırlattı çünkü paraşütle gelen yardımlar falan var. Üçlemenin ilk kitabı. İkincisi de var elimde, Grangé biter bitmez ona başlicam bakalım üçüncüsünü nası bulucaz. Heycan fırtınası. Çok tavsiye edilir, yıldızlı pekiyi veriyorum.

Kasım 01, 2010

Efrâsiyâb'ın Hikâyeleri - İhsan Oktay Anar

Dil: Türkçe

Bu yorumu 2 hafta sonra yazdığım için sağlıklı mı bilmem ama aklımda kalan muhteşem hikayeler anlatıldığı. İhsan Abi yine anlatım diliyle, üzerinde çalışılmış her cümlesiyle beni benden aldı. Yaşlı bir dede ve Ölüm, birbirlerine hikayeler anlatıyor kitapta. Bu sefer çook eski İstanbul'da değil hikayeler ama günümüzden 30, 40 belki 50 yıl öncesi. Çok değişik konulara değinilmiş. Yine çok güzel, yine tekrar okunması gereken bir kitap.

Ekim 21, 2010

Parfümün Dansı - Tom Robbins

Dil: Türkçe

Felsefe, mitoloji, tarih, psikoloji her şey var bu kitapta. Adamın anlatış şekli de normal dışı ve çok güzel. İtiraf etmek gerekir ki her seferinde kendimi tamanlamıyla veremediğimden, derin felsefik yerleri tam anlayıp üzerine düşünemedim. Bir kez daha okunsa eminim atlanmış birçok detay ortaya çıkacaktır. Tanrı Pan'dan garson kızlara, kokuların etkilerinden ölümsüzlüğe kadar herşeyin olduğu bir kitap. Kitap çok eski çağlardan günümüze kadar geliyor ve ölümsüzlüğü başarmış Alobar ve Kudra çifti üzerinden devam ediyor. Yapılan benzetmeler (ucuz köpek maması gibi hissetmek, kahverengi olmama çabası vs) benim kafama çok yattı :) sevdiğim türden. Tekrar okunmalı diye not düşüyorum ama belki biraz zaman geçtikten sonra.

Ekim 19, 2010

Kar Kokusu - Ahmet Ümit

Dil: Türkçe

Nedense alıştığım muhteşem Ahmet Ümit kitaplarından çoook uzak. Kitabın karakterlerini çok sevdim. Türkiye'den kaçmak zorunda kalmış komünistler Moskova'da eğitim görüyorlar. Leonid (Lenya) adlı rus ve çok güzel türkçe konuşan öğretmen var. Karakterleri çok sevdim dediğim gibi ama olay örgüsü çok zayıf kalmış be Ahmet Bey. Ben sorularımı sorduğumda hiç cevap alamadım! Ama güzel bir gözlem üzerine yazılmış olduğu belli. Sanırım bir süre orda eğitim görmüş yazarımız. Yine de sonraki kitaplarının olay örgüsü çok daha iyi. Kendini geliştirmiş belli ki. Okunsun derim en azından o güzelim insanları tanımak adına.

Ekim 17, 2010

Aylak Adam - Yusuf Atılgan

Dil: Türkçe

Başlarda yazarın diline alışmak zor. Ardarda gelen cümlelerde kullanılan farklı zaman kipleri akıcılıktan uzak kalıyor. Ancak diline ve imlasına alıştığım zaman güzelce gitti kitap. Bitsin istemedim. 50lerin sonunda İstanbul'da, ailesinden miras kalan parayla aylak yaşayan bir adamın hikayesi. Hani insanın morali bozuk olduğunda yalnız kalınca kendini oyalamaya çalışır. Ama çok zordur aslında. Bu adamın hayatı öyle. C. Adı bu kadar: C. Sanatçı dostları var. Bütün gün aylak aylak geziyor. İnsanları izliyor. Takip ediyor. Hoşuma giden bir yönü de bir yerde etraftaki insanlara meslekler uydurması. Restoran, tramvay, sokak neresi olursa. Başka güzel bir sahne de, bir pastaneye oturup, bir sokak köşesine bakışlarını dikip: "orada birşey olacak" demesi. Sonra orda gördüğü 2 kızdan birini takip ederek bir ilişki yaşıyor. İlginç bir adam, çok konuşmuyor. Oldukça değişik, yalın bir roman. Yalın karakterler. Dediğim gibi, dili son zamanlarda yazılanların belki de yapmacık akıcılığından uzak. Biz de öyle alıştığımızdan sorun gibi geliyor ama değil.

Ekim 16, 2010

Suskunlar - İhsan Oktay Anar

Dil: Türkçe

Harika! Tek kelimeyle muhteşem!! Tekrar okuyup, arada kalmışları anlamak gerek. "Beni siz mi çağırdınız?" hikayesine bayıldım! İkinci okumamdan sonra yapıcağım yorumların daha sağlıklı olucağına inanıyorum. Bir sonraki sefere kadar hoşçakalııııııın!

Ekim 07, 2010

Kırmızı Pazartesi - Gabriel García Márquez

Dil: Türkçe

Yazara olay örgüsü konusunda hayran kaldığımı belirtmekte fayda var. Aslında basit bir konusu var: bir namus cinayeti. Birsürü farklı kişinin ağzından bir ileri bir geri gidiyor hikaye. Üstelik, kitabın içinde bölüm de yok, başlayıp bitiriyorsun. Yine de okuyucu olarak hiçbir şekilde kaybolmadım okurken. Güzel kitap okunmalı.

Ekim 02, 2010

Amat - İhsan Oktay Anar

Dil: Türkçe

Çooook güzel! Yine eski zamanlar, yine ufak hikayelerin muhteşem birleşmesi. Kitap denizde Amat adlı gemide geçiyor. Dolayısıyla çok fazla denizcilik terimi kullanılmış. Anladığım kadarıyla, eski denizcilik (yelkenliler zamanı) jargonu üstelik. İhsan Abi çok hakim, şaştım kaldım doğrusu. Her seferinde sözlüğe bakamadığımdan, savaş sahnelerini vesaire gözümün önünde canlandıramadım ama yine de çok etkileyici. Çok çok felsefik öğeler var içinde, ölüm ve ölümsüzlükle ilgili. Üzerine düşünmek gerek. Yeniden okunmalı. Ve tekrar: çok güzel!

Eylül 11, 2010

Kimya Hatun - Saide Kuds

Dil: Türkçe

İranlı bir kadın yazarın gözünden yazılmış kitap. Beğendim açıkçası ama yorum tarihi nasıl çarpıtıyor görüyoruz. Gerçi bu tarih kitabı değil roman ama. Kadının Selçuklular zamanında Mevlana'nın bile hareminde ne durumda olduğunu görmek açısından çok önemli. Güzel

Eylül 06, 2010

Puslu Kıtalar Atlası - İhsan Oktay Anar

Dil: Türkçe

İhsan Abi'ye zaten laf yok. Kitabı ikinci okuyuşum, inşallah 120.yi de okurum. Eski Osmanlı'da İstanbul'dan anekdot hikayelerle, astral seyahatlerden dönemin yaşayışına kadar bir çok ufak hikaye genel bir hikayenin gelişimi üzerinden muhteşem birleştirilmiş.

Eylül 04, 2010

Kötü Ruh - Maxime Chattam

Dil: Türkçe

Muhteşem muhteşem bir kitap. Çok vahşet ve bu adama bayıldım ben! Hadi len burası nası olmuş diye sorduğum anda şaaaak diye cevabını yapıştırdı her seferinde ağzıma. Kurgu mükemmel! Sonu sürpriz. Güzel güzel çok güzel, tebrik ediyoruz genç fransızı.

Eylül 01, 2010

Uçabilen Kız - Viktoria Forester

Dil: Türkçe

Çocuk kitabı ama oldukça şirin. Üstün yetenekli çocuklar var. Kimisi uçuyor kimisi telekinezi kimisi büyüyüp küçülüyor. Hepsi hapsedilmişler bir yere. Ordan kaçış planları. Baya basit baya çocuk içinmiş kitap. Öyle Harry Potterdaki gibi aman aman yaratılan bir dünya ve olay örgüsü de yok. Hoş falan ama okunmasa da olur bu yaştan sonra.

Ağustos 10, 2010

Fatih Harbiye - Peyami Safa

Dil: Türkçe

Zamanının İstanbul'unda modernlik ve mutaassıplık savaşı bir genç kızın hayatı üzerinden anlatılıyor. Peyami Safa tutucu kesimden olduğu için sonuç olarak modernite yeniliyor. Geçmişi anlamak açısından önemli bir kitap. Edebi yanını tartışmak bile ayıp tabii ki, harika.

Ağustos 08, 2010

Yabancı Cisim - Robin Cook

Dil: Türkçe

Robin Cook iyidir şöledir böledir dedik okuduk. Hindistan'da geçiyor hikaye orası muhteşem. Ama ne var ki, amcanın anlatımını pek beğenmedim ben. Duygusal kısımlar gazap üzümleri gibi sayfalarca detaylanırken önemli yerler hoop diye sonuca bağlanmış. Ben her zamanki gibi hikayede mantık açıkları bulduğum zaman cevaplarını alamadım. Biraz hayal kırıklığı.

Ağustos 07, 2010

Gaia Teorisi - Maxime Chattam

Dil: Türkçe

Evrimleşmiş insanların aslında seri katiller olduğu teorisi üzerine güzel bir roman. Bilim adamları ve vahşet var, tam benlik.

Ağustos 05, 2010

Tehlikeli Miras - Robert Harris

Dil: Türkçe

Amannn okumasaydım keşke. Tam amerikalı. Sanki soğuk savaştayız da Rusya'yı yerin dibine sokmuş. Hikayeyi de bulandırmış bulandırmış. Anlatım falan bayaaa kötü. Kolunuzun gözünüzün beyninizin harcadığı ATP'ye değmez.

Ağustos 04, 2010

Siyah Hatıralar Denizi - Mehmet Açar

Dil: Türkçe

24 saatten kısa bir sürede okudum. E tatildeydik tabii. Çok sürükleyici çok ilginç bir dünya düzeni içinde geçiyor. Gelecekte artık dünya kaynaklarının tükendiği zamanlarda. Ve garip bir otelde geçiyor hikaye. Sihirli mi desem bilimsel mi bilinmez. Garip ve gizemli olaylar oluyor. Sonunu çok net anlamamış olsam da ya da yazar çok güzel anlatamamış olsa da okunması lazımdır diyelim. Fantastik edebiyata güzel bir Türk katkısı.

Ağustos 01, 2010

La Revolution des Fourmis - Bernard Werber

Dil: Fransızca

Serinin son kitabı tam bir kabus. Uzattıkça uzatmış sayın yazar. Hoşuma gitmedi, zorla ite kaka bitirdim.

Temmuz 15, 2010

Le Jour des Fourmis - Bernard Werber

Dil: Fransızca

Serinin ikinci kitabı, oldukça ilginç bilmeceler burada da var. Bir dizi cinayet söz konusu. Bu kitap da güzel.

Haziran 15, 2010

Les Fourmis - Bernard Werber

Dil: Fransızca

Oldukça ilginç karıncaların dünyasını anlatıyor. Bizim kadar evrimleşmiş çok güzel işleyen sosyal bir toplum. İnsan ve karınca dünyalarının iletişime geçmesiyle olanlar.

Nisan 15, 2010

Sümüklü - Ahmet Keskin

Dil: Türkçe

Kitap güzel başlamıştı, köklerini unutmayan zengin adamın zavallılara yardım etmesi falan filan. Sonradan bu namuslu geçinen adamın aşırı dindar olması bir de üstüne karısına kuma getirmesi vesaire, çok da beğenmedim açıkçası.

Le Livre de Voyage - Bernard Werber

Dil: Fransızca

İç yolculuğa çıkarıyor. Kitabın benimle konuşuyor olması güzel. Dili sade olduğu için fransızca kitaba dönüşüm muhteşem oldu. Evet.