Kitabi okumam 20 saat bile surmedi. (Arada işte oldugumu da unutmadan). Bir nefes aldim tuttum içimde, kitap bitiverdi..
Gazeteci kadın Nevra, tutuklu terörist kadın Zelha ile roportaj için cezaevinde. Kitapta çok değişik bir bakış açısı var. ilk bölümde tartışmalara giriyolar: "siz-biz","anadil","köy yakma", "çocuk öldürme" sonra tutuklu sinirleniyor. Gazeteciyi kovuyor. Gazeteci de kapının önüne elini koyuyor Kadir Inanır sahnesi.
Megersem cocukluk arkadaşıymışlar. Eskilerden bahsediyolar beraber ne kadar güzel zamanları geçtiğinden, ciftlik hayatindan. Kaymakam kizi ve Asiret kizi. Kültür farkından konusuyorlar. Zelha'nin bissürü annesi var, yerde yemek yiyolar.
Kadın gözüyle, siyasi kimlikten çok kadın bakış açısıyla Kürt sorunu.
Çok hoş bir konuşma var. Kızın adı Zelha ama nufus kağıdında Zeliha yazıyor. Annesi de okuma yazma bilmiyor. Bizim kızla bir ara konuşuyolar:
Kader Ana: Dilimiz dönmüyo da ondandır, doğrusu Zeliha'dır.
Zelha: Ama ana, Zelha benim koca ninemin adı değil mi?
Kader Ana: Değel! Burnumdan getiren kocakarının adını mı veriğdim, başıma gelecekleri bileydim
bizim kaymakam kızı soruyor simdi ben ona Zeliha mı diyim diye
Kader ana diyo ki
"Ne dersen de, loo. İşleri karıştırma da bacak kadar boyunnan."
Bir yandan da hem ayni hem farklı şeyler var. 2si de ayrılmışlar ilk kocalarından. Birinin derdi üstüne kuma gelmiş, birininki de yıldönümünde mutfak robotu aldı diye sinirleniyor.
Fikirleri apayri ama dostlar. En cok imrendigim kismi iki taraf da bu kadar sabit fikirlere sahipken, kendi dogrulari varken, birbirlerine hic sinirlenmediler. Gercek hayatta yapilmasi cok zor birsey.
Bir de yazarin cok sevdigim bir kitabidir Türkan, onun kizlarina da deginmis kitapta sagolsun. Çözümün aslinda o kizlarin egitiminden gectigi vurgulanmis.
Bence guncel konularla ilgilenen insanlar en azindan bu bakis acisini da gormek adina okumalilar.