Dili: Türkçe
Ya kitap süründüüü süründü elimde. Tom Robbins okuyanlar bilir, bu adamın kafası insan gibi çalışmıyor. Anlatılmaz okunur bir anlatımı var. İki dakika dikkatinizi vermediğiniz zaman kendinizi yanlış bir yerde bulabilirsiniz. Bir bombacıdan bahsederken örneğin öyle bir cümle kurar ki, egzos (egzoz, egzost) borusundan bir bebek çıkıyormuş zannedebilirsiniz. Okumak zor ama dikkat verince keyif fırtınası.
Kitap boyunca "içim şişti" yorumu yaptım. Şimdi bitirince bunun haksızlık olduğunu düşünüyorum. Evet içim şişti ama kitabın suçu değil.
Kitapta yıkılmış bir krallığın kral ve kraliçesi var. Kızları Leigh-Cheri başrolü bombacı ve yine bir kızıl kafa olan Bernard a.k.a Bebek ile paylaşıyor.
Hawaii'de başlayıp, tavan arasında devam edip, bir piramitte son bulan bir hikaye. Sanırım Camel kitaba reklam vermiş. Gerçi, bu kadar sığ olmaya gerek yok. Camel paketindeki deve ve piramit üzerine öyle bir öykü inşa edilmiş ki, ya Camel yüklü miktarda yatırım yaptı ve inanılmaz bir yazarla karşı karşıyayız ya da yazarın Camel ile özel bir ilişkisi var. Sanat adına ikinci seçeneği huzurlarınızda doğru addediyorum.
Kitabın genel hikayesinden bahsetmek isterdim ama becerebileceğimi sanmıyorum. Ay meraklıları için çok ilginç olduğunu söyleyebilirim sadece. Ay'a çok anlam yükleyen insanlardansanız, hayatın anlamını bir de bu taraftan keşfetmenizde bir sakınca görmüyorum. Öte yandan kurbağa prens ve aşkı kalıcı kılma yolları konusunda ufak bir ihtisas yapabilirsiniz.
Bunların dışında söylemek istediğim çok önemli bir şey var. Okuması bu kadar zor bir kitabı bu kadar başarılı Türkçe'ye çeviren Fatma Taşkent'i tebrik ediyorum. Parmaklarımla ıslık çalamasam bile, duyamayacağınız için sorun yok. Stadlar dolusu ıslık, alkış, tezahürat gönderiyorum kendisine. Lütfen bütün İngilizce kitapları Fatma Hanım siz çevirin! Orjinalini okuma meraklıları için, abicim hiiiiç kasmayın İngilizcesini okumaya. Hem zaten Tom Robbins'in kafası güzel hem de böyle çeviri ödüller almalı!
..Fakat yeni boyalı Remington SL3 Çikletçe yazabilirse bu iş belki de tutar. Bir şey onu bir arada tutmak zorunda. Yunan yapıştırıcı tanrısı Uhu'ya dua ediyorum..Sayfa115
.."Mr. Wrangle'a sizin nasıl biri olduğunuzu sormuştum. Ceylan etinden bir sandığa konmuş eşekarısı suyu ve gül goncaları olduğunuzu söyledi"..Sayfa126
..Eğer bireyler de develer gibi iç kaynaklarını mükemmelleştirirlerse, gücü içimizde bulundurursak o zaman herhangi bir çorak araziyi görece rahat geçer, kurak ortamlarda dışarıya bağımlı olmadan hayatta kalmayı başarabiliriz..Sayfa169
..Taraflardan biri şaşmaz bir şekilde diğerinden daha çok seviyordu. Doğanın bir yasasıydı sanki, gerilime ve yıkıma yol açan, gaddar bir yasa. Böylesine haksız, böylesine sefil bir yasanın hüküm sürmesinden ötürü kederliydi ama bu yasa hüküm sürdüğüne göre, dengesizlik kaçınılmaz göründüğüne göre, daha az aşık taraf olmak daha kolay, daha sağlıklı olmalıydı..Sayfa191
..Dekan der ki, insan vücudundan küçük nesneler mahremiyet niteliği taşır. İnsan vücudundan büyük nesneler aleni olma özelliği taşır. Nesne ne kadar büyükse mahremiyeti o kadar azalır ve tarzı o kadar alenileşir.......Ay, en büyük piramitten bile kat kat büyüktür, herhangi bir anda çok daha fazla insan tarafından görülebilir. Ay, bir şey ne kadar aleni olabilirse o kadar alenidir. Fakat Ay, mahremiyet duygusu uyandırmakta nadiren başarısızlığa uğrar...Sayfa211
.."Sen de benim düşündüğümü mü düşünüyorsun?" diye sordu Leigh-Cheri. "Sanmam. Domates kelimesinin kökenini düşünüyordum."..Sayfa225
okumaya çalışıyorum. tahmin edeceğin gibi ben de mi sorun var diye araştırmaya başladım. senin blogun 7. blok ve benimle aynı duyguları yaşamışsın. için şişmiş. ve karar verdim okuyacağım. teşekkür ederim. edipce...
YanıtlaSil