Kitabı bitirdim ama bunu yazmam birkaç gün sonra oluyor. Nedense ne yazacağımı bilemedim. Kitap El Sup'un sembolik hikayeleriyle dolu. 3 bölümden oluşuyor: Gezgin Şövalye yani Durito'nun yanında olduğu zaman; Yaşlı yani Koca Antonio'nun anlattığı hikayeler ve son olarak Genç yani komündeki çocukları anlattığı kısım. Hikayerlerden en çok sevdiğim Koca Antonio'nun anlattıkları ve çocukların belki sadece bir gülüşü üzerine kurulu ufak hikayeler. Sevgili El Sup'un kalemine ne kadar hayran kaldığımı anlatamam. İhsan Oktay Anar'ınkine hayranlığım kadar büyük ama farklı. Beyninin içinde neler döndüğünü anlamak için, biraz olsun anlamak için birkaç kez daha okumak gerekiyor. Tabii arada Meksika'da yaşananlarla ilgili güncel bilgiler elde edilmeli. Koca Antonio'nun hikayelerinden bahsedecek olursak, Koca Antonio Zapatista'ları yerli halka bağlayan "köprü"dür. İlk tanrılardan, yani dünyaya hayat veren tanrılardan hikayeler anlatıyor çoğu zaman. Renkler nasıl ortaya çıkmış, rüyalar aslında nedir gibi hayatımızda temel olan ama üzerine hiç düşünmediğimiz şeyleri yazmış. Çocuklarda bahsettiği kısımdaysa, çocuklara ne kadar zaafım olduğu açık.. Bazı sahnelerde ağlamak geldi içimden. 2 yaşındaki bir çocuğun kafasının üzerinden geçen savaş uçağı vesaire. Tabii bütün bu hikayeler her ne kadar ilgisiz de gözükse, Meksika Chiapas'taki yerli halk, komün hayatı ve oluşturdukları doğrudan demokrasi sistemiyle alakalı. Üzerine düşünmek, okuyan başka insanlarla tartışarak daha iyi anlamak isterim.
merhaba,
YanıtlaSilyazını biraz geç okumuşum ama umarım hala ordasın. bu kitabı arıyorum. ama yayını kaldırılmış. eğer bulabileceğimi düşündüğün bir yer varsa paylaşır mısın?
teşekkürler şimdiden