Kitap için sonuçta yine güzel diyeceğim ancak birtakım itirazlarım var. Kitap genel olarak Latin Amerika'daki birkaç ülkedeki devrim hareketlerini gözlem için gitmiş Metin ve Özgür (kız)'ü anlatıyor. 1999 yılında gitmişler. Önceden çeşitli bağlantılar kurarak ulaştıkları Meksika'daki La Realidad'da yaptıkları gözlemleri anlatıyorlar. Fakat, kitap 3er 4er sayfalık bölümlerden oluşmakta ve bir Metin'in ağzından, bir Marcos'un ağzından bir de arada broşür çevirileri ve onlar gibi oraya gitmiş başka ülkelerden insanların yazdıkları yazıların çevirileri var. Malesef, kitabın şekli o kadar kötü hazırlanmış ki özellikle kitabın yarısına kadar "kim konuşuyor", "noluyor", "du bi dakka yaa bu konuşan kim" diyorsunuz. Neyse, onun dışında sürekli ve ısrarla tekrarlanan "Türkiyeli" lafından biraz rahatsız oldum. Metin ve Özgür'ün hayatlarını merak ediyorum. Genel olarak, Marcos'la yaptıkları konuşmalar, komün yaşamına ait küçük ve çok ilginç detaylar verilmiş. Orada yaşadıkları sefalet içinde davasından vazgeçmeyen yerlilerle vakit geçirmişler, çok takdir ettim. Tabi orada bir nevi "canlı kalkan" olarak bulunuyorlar çünkü her an ölme olasılığı var ve kendileri de dediği gibi, saf bedenlerini hiç bu kadar değerli hissetmemişlerdi. Kitaptan aklımda kalan çok güzel bir deyim var, buraya da yazmak isterim: "Yıldız giymiş gece"..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder