Dili: Türkçe
Yoğun zamana denk geldiği için okumam biraz uzun sürdü ama belki de iyi oldu. Kendimi avutayım diye demiyorum ama sindire sindire okumuş oldum. Daha önce Timothy Leary'nin kitabı Politics of Ecstasy'de bu kitaba değinildiğinden ötürü aslında başka bir gözle okudum.
Ne demek bu başka göz? Kitap boyunca Harry'nin ruhunda çıktığımız yolculukların aslında meditasyon veya saf düşünsel bir yolla değil de daha çok bir takım maddelerin etkisinde olduğunu açıkça görmüş oluyoruz. Bence biraz işin kolayına kaçmak olsa da Timothy Leary'den ve Don Juan'ın öğretilerinde de okuduklarımın ışığında, artık aklımın çok karşı çıkamadığı bir durum.
Kitabın konusuyla ilgili aslında öyle anlatılacak bir hikaye yok. Daha çok durum içinde sorgulamalar var. Bir takım olay örgüleri var elbet ama asıl anlatılan ana karakterimiz Harry Haller'in içindeki Harry ve Bozkırkurdu ruhlarıyla ilgili. Başlarda ona göre içindeki bu iki 'ben' çatışırken, daha sonra aslında bir insanın ruhunun bir değil, iki değil belki de yüzlerce ruhtan oluştuğunu görüyoruz. Yazarın bunu anlatma yolları Sihirli Tiyatro'da yaşananlar çok ilginizi çekecektir.
Kitabın genel olarak felsefik olduğu doğru. Bu tip kitaplardan sıkılıyorsanız bile okumanızı tavsiye ederim. Özellikle son yarısı çok ilginç bir hal alıyor. Bazı sahnelerde kendimi sanki bir David Lynch filmindeymiş gibi hissettim.
Söylemeden geçemeyeceğim, en çok hoşuma giden sahnelerden birisi dişi karakterimiz Hermine'yle ikinci buluşmaları. Spoiler sayılmayacağı için buraya yazmakta sakınca görmüyorum. Kızımız Harry'ye adını söylemek yerine bir tahminde bulunmasını istiyor ve Harry de doğru ismi buluyor. Ben insanların görünüşleriyle isim bağdaştırma oyununu çok sevdiğim için bu kısım çok hoşuma gitti, bunu da paylaşayım.
..Ne var ki, en nahifi de içinde olmak üzere hiçbir ben gerçekte bütünlük taşımaz, her ben çok yönlü bir dünyadır, yıldızlarla döşenmiş küçük bir gökyüzüdür, çeşitli biçimlerden, aşamalardan, konumlardan, değişik kalıtsal öğelerden ve değişik olanaklardan bir karmaşadır..Sayfa56
..Senin hoşuna gidiyor, senin için bir değer taşıyorsam, senin için bir ayna oluşturuyorum da ondan; içimde bir şey var, sana yanıt veriyor, seni anlıyor..Sayfa103
..Hiçbir hayvan yoktur ki, bir ara şaşırsın da ne yapıp edeceğini, nasıl davranacağını bilemesin. Hiçbiri sana yaranmak, kendini sana beğendirmek gibi bir amaç gütmez..Sayfa109
..Kendimi mutlu hissetmediğime şaşıyorsun, dans edebiliyorum çünkü, hayatın derinliklerine dalmadan yolumu izimi pek güzel bulabiliyorum..Sayfa121
..Zamanın aşılmasının, gerçeğe bağımlılıktan kurtulmanın, özlediğiniz şeye ne isim verirseniz artık, bunun kişilik dediğiniz şeyi üzerinizden sıyırıp atma isteğinden başka bir anlam taşımadığını kuşkusuz çoktan sezmişsinizdir. Kişiliğiniz, içine kapatıldığınız bir hapishanedir..Sayfa169
..Bir yazarın bir avuç kişiden bir oyun yazıp çıkarması gibi, dağılmış ben'imizin parçalarından yeni oyunlar, gerilimler ve sürekli değişen konumlarla yeni gruplar oluşturmaktayız..Sayfa185
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder