Öncelikle, bir önceki kitapta olduğu gibi Sabahattin Ali'nin yazım dilini çok sevdiğimi söylemeliyim. Bu hikaye öncekinden farklı. Kitap tümüyle birinci tekil şahısla yazılmış ama 2 değişik yazar var. İlk yazar bir bankada memur olan tercüman Raif Bey'in iş arkadaşı ağzından yazılmış. Daha sonra silik bir karakter olan Raif Bey ile kurduğu arkadaşlık sırasında Raif Bey'in yazdığı bir deftere geçiyor. Yani Raif Bey'in ağzından dinliyoruz. Raif Bey meğersem 10 yıl kadar önce Berlin'e gidip bir süre kalmış. Orada ressam Maria Puder ile arkadaşlık etmiş. Hüzünlü ve çok güzel yazılmış bir hikaye.
Bu kitap üzerine saatlerce konuşulabilir. Türk edebiyatında Tutunamayanlar'dan sonraki en güzel kitaptır bence. (Melankolik miyim ne :/
YanıtlaSil