Temmuz 26, 2012

Dokuzuncu Hariciye Koğuşu - Peyami Safa

Dili: Türkçe

Ben bu donemden kitaplar okudugum zaman bende yarattigi etki aynen "Bir tatli huzuuur almaya geldiiik, Kalamiiiiiis'taaa aaaaaaaaaaaaaa" nin etkisiyle ayni. Yazarin bakis acisindan tamamen bagimsiz.. Nihayetinde Peyami Safa cok acik kafali bir insan degilmis ama is edebiyata geldiginde durum baska. Hikayelerde aciklik-mutaassiplik cekismesinden galip gelen mutaassiplik oluyor. Bundan rahatsiz olanlari duydugum icin bunu dile getiriyorum. Bence bu edebiyat soz konusu oldugunda tamamen gereksiz bir onyargi. Oradan siyrilmak gerek..

Yine tatli seker bir hikaye. Insanlari tesvik etmek icin "zaten kisa" diyecegim ama uzuluyorum, uzun olsa ne olur. Uzun olsa da okunmali.

Temmuz 23, 2012

Dur Bir Mola Ver - Tom Robbins

Dili: Türkçe


Bu kitabi okumak icin yazarinin Tom Robbins olmasi aslinda gayet yeterli. Gel gelelim, diger kitaplardan daha baska bir frekans daha guzel bir tat yakaladim.

Bu seferki hikayede "ruhu cingene kiz Amanda" ve tarzan gibi giyinip etrafta Pan gibi flut calarak gezinen garip kocasi John Paul Ziller bir de 3. ek olarak Marx Harikulade (Marx Marvelous) var.

Yazarin ilk romani. 1971'de basilmis. Sevgili LSDcimiz Timothy Leary'nin kadim dostu ve yol arkadasi. Sonuc olarak kitap daha cok 70lerin o hippi ve sevgi dolu ortaminda geciyor, dersem hafif dogru olur ama butunu yansitmaz. Zira bu adamin yazis tarzi bir acayip. Absurdlukler uzerine sayfalarca yazi yazilabilir ama tabii ki ben oyle birsey yapmayacagim.

Hikayeden ufak kesitler vermek istiyorum. Amanda bir sirkle gocebe hayat yasarken, meshur davulcu Tarzan kiyafetli John Paul ile bir cayirda tanisir ve o anda asik olup evlenirler. Bu arada John Paul bir babuinle takilmaktadir ve Amanda'nin bir bebegi vardir. Daha sonra, yol kenarindaki bir dinlenme tesisini satin alip sosis+meyve sebze suyu satan bir yer haline getirirler. Kilometrelerce uzaktan gorulebilecek dev sosis heykelini de catisina koyarlar. Ormana gidip mantarlar falan toplarlar. Amanda dislerini cilekle fircalar. Tamamen doga ve sevgi (ve cagin emri olarak uyusturucu ve trans hali) uzerine.

Bir yandan arkadaslari Delifisek Purcell ("Plucky" Purcell) hikayeye Vatikan ve Isa'yi sokar. Marx Harikulade bir sekilde bu garip yerde bulur kendini. Pire sirki ve bocek hayvanat bahcesinin bakimini falan ustlenir.

Hikaye boyle absurd ve surukleyici. Tabii bunda yazarin anlatimi da cok buyuk rol ustleniyor. Kitabin kimin agzindan yazildigi sonralari belli oluyor ve kitap icinde anlatici ile ilgili bilerek yapilmis gidis gelisler var. Tom Robbins'le ilgili en sevdigim sey ise bu ilk kitabinda cok baskinmis, cok hosuma gitti: kitap boyunca kullanilan bir isim veya obje oluyor. Siz surekli ya bu neydi acaba kacirdim mi unuttum mu diye dusunuyorsunuz ama aslinda yazar sadece sizinle oyun oynuyor. O yuzden okuyanlara soyle bir tavsiyem var, kafaniz karistiysa bu yazar istedigi icin olmustur. Sabredin :)

Ayrica yakinda onsozunu Tom Robbins'in yazdigi Timothy Leary kitabini da koyacagim..

Bu arada benim okudugum kitabi baski kalitesi rezaletti. O kadar kotuydu ki kitabi yakmak istedim. Harfler birlesik basilmis. Mesela kitap boyunca asla "sonra" kelimesini goremezsiniz "soma" diyedir. 'il'ler birlesip 'h' olmus falan. Hiiic yakistiramadim Ayrinti yayinlarina, bu da burdan soylene..

Yaptigim alintilarla ilgili olarak, malesef yaz tatilindeyken bitirdim ve kitabi orada biraktim. Alintilari buraya gecirme sansim olmadi. Daha onceden koydugum bir kismi varmis o kalsin ama asil begendigim yerini koyamiyorum.




Amanda: "Hafiza kaybi, insanin kim oldugunu bilmemesi ve kim oldugunu ogrenmeyi delice istemesidir. Kendini asiri derecede zinde hissetme hali, insanin kim oldugunu bilmemesi ve bu duruma aldiris etmemesidir. Vecd (ecstasy) hali, insanin kim oldugunu tam olarak bilmesi ama yine de aldiris etmemesidir."..Sayfa 171

Temmuz 07, 2012

Bilinenden Kurtulmak - Jiddu Krishnamurti

Dili: Türkçe

Aslına bakarsanız kitabı okumak birkaç ayımı aldı. Felsefeye dair güçlü bir alt yapım olmadığı için olduğunu sanmıyorum. Hani hep diyoruz ya "sindire sindire okumak lazımmış bu kitabı ben hemen bitirdim" diye. Bu sefer öyle demiyorum. Çünkü bırakın bir bölümü, bir paragrafı okuyup üç gün düşünebilirsiniz.. Bu sefer yavaş yavaş, sindire sindire okudum.

Bu kitap "dünya öğretmeni" lakaplı Krishnamurti'nin hayatımızda bir dakika durup düşünmediğimiz duygu ve olaylarla ilgili insanları düşünmeye ve sorgulamaya iten sohbetlerini içeriyor. Otorite, zevk, ölüm, ideoloji, şiddet, ideal ve gerçek, sorumluluk, uyuşturucu, ikiyüzlülük falan filan bir ton konu var.

Alıntı yapmaya kalkışsam galiba bütün kitabı buraya yazmam gerekir. O yüzden yapmayacağım. Genel olarak aklımda kalacak olan en büyük şey ise bir ideolojiyi kabul edersek artık orada özgür olamayacağımız konusuydu. Bu siyasi bir örgüt veya bir din veya bir futbol takımı olabilir. Ayrıca, yakın zamanda yaşadığım kayıp nedeniyle ölüm konusunda yazdıkları çok dikkatimi çekti. Sahi ölüme neden bu kadar üzülürüz? Ölen insan için mi yoksa kalanlar için mi kendimiz için mi? 

Kitap boyunca Krishnamurti sizinle konuşuyor, size hitap ediyor. Daha önce dikkat etmediğiniz konulara dikkatinizi çekiyor ve sizi sorgulamaya itiyor. Ha neyi yapmıyor? Size "bunun böyle olması gerekir" veya "doğru yöntem budur" demiyor. Zaten o zaman o da bir ideoloji yaratmış olurdu ve takip etmeye kalkarsanız yine özgür olamazdınız. Neyse.. Tembel beynimiz aslında "birisi bize yol göstersin, biz de kendi doğrumuzu bulmakla uğraşmayalım" der ama bu kitapta onun eksikliğini hissedebilirsiniz -ki bence harika bir şey. Sizi sadece düşünmeye itecek, ne yapmanız gerektiğini söylemeyecek.

Kısacası, körü körüne bağlandığımız ve bildiğimizi sandığımız şeylerden gerçekten kurtuluyoruz. Elinizin altında bulunsun, baştan sona okumanız da şart değil. Aradan istediğiniz konuları -o günün ihtiyacına göre- seçip de okuyabilirsiniz.