Mart 24, 2012

Yüzyıllık Yalnızlık - Gabriel García Márquez


Dili: Türkçe

Yazmaya nereden başlayacağımı bu sefer bilemedim. Deminden beri yazıp yazıp sildim..
Nobel ödüllü bir kitap bu. Bütün Nobelli kitaplar böyle mi oluyor bilmiyorum (!). Daha önce bu yazardan Kırmızı Pazartesi'yi okumuştum ve çok beğenmiştim. Ancak bu kitap gerçekten bambaşka! Okumakta neden bu kadar geç kaldın falan filan demeyin. Etrafımdaki herkes "Aaaa yeni mi okuyorsun, çok iyi kitap o" dedi, gerçi eminim hala okumayan bir sürü arkadaşım var :)

Şimdi nasıl anlatsam. Zamanı upuzuuuun sonsuz bir cetvel gibi düşünün. Her santimetresi bir gün olsun mesela. Sonra o uzayan cetvelin rastgele bir noktasına paralel olarak yüzyıl uzunluğunda turuncuya çalan tok sarı renkte bir şerit düşünün. Kitap öyle bir şey.

Gelip hiçliğin ortasında Macondo kentini kuran bir avuç insan var. Bunlardan 2 tanesi bizim ailenin büyük büyük büyük ninesi ve dedesi olan Ursula ve Jose Arcadio Buendia. Kitap boyunca onlardan başlayarak ailedeki insanların başlarından geçenleri okuyoruz. Bir sürü Aureliano, bir sürü Amaranta ve bir sürü Jose Arcadio isimli kişi var. Fantastik bir hikaye; içinde edebiyattan icatlara, halk devrimlerinden kapitalizme (lanet muz fabrikası), çingenelerden aşka, evde dolaşan ölülerden genelevlere biiir sürü şey var. Bir kez daha kitapla ilgili herhangi bir eleştiri yapmak ne haddime diyorum.

Çok beğendim, herkes okusun herkes eğlensin..


..İşgal edilen kentlerin karanlık yatak odalarında, yatak odalarının en sefillerinde Amaranta'yı bulmuş, yaralıların sargılarındaki kurumuş kan kokusunda Amaranta'yı algılamış, ölüm tehlikesinin bir anlık dehşetinde Amaranta'yı yaşamış, her yerde, her zaman onu düşlemişti..........Günlerden bir gün, yaşlı birinden bir masal dinlemişti. Masaldaki adam, halasıyla evleniyor, halası aynı zamanda amcasının kızı oluyor ve oğlu da kendi dedesi oluyordu sonunda...Sayfa170

...Daha sonra kadının, zarafetini hiç bozmadan, sofra kurallarına bütünüyle uyarak yarım danayı yediğini görünce, bu güzel, çekici ve doymaz filin, ideal kadın olduğunu inançla söyledi...Sayfa287

...Bu gece cümbüşlerinden birinde Alvaro'nun belirttiği gibi, edebiyatın insanlarla alay etmek için bulunmuş en iyi eğlence olduğu görüşü o güne kadar Aureliano'nun hiç aklına gelmemişti...Sayfa430

..."Soyun atası ağaca bağlanır, sonuncusunu da karıncalar yer," diye yazmıştı Melquiades..Sayfa459