Ocak 20, 2014

Canistan - Yusuf Atılgan

Canistan
Dili: Türkçe



Bence gene çok çok tatlı bir kitap. Tarzı daha önce okumuş olduğum "unique" kitap Aylak Adam gibi değil. Daha çok Yaşar Kemal'e benzettim. Neden diyecek olursanız dili kullanmadaki ustalığı var bir kere, ayrıca bir Anadolu hikayesi anlatıyor olması. Beraber büyümüş ancak yolları ayrılmış iki arkadaş anlatılıyor. Biri aile babası biri eşkiya olmuş.

Çok güzel çok candan sıcacık bir kitap. Ayrıca çok da ince, bir akşamda şıp diye bitiverdi. 

Kitabın yazılmasının da acıklı bir hikayesi var aslında. Kitap 3 bölümden oluşuyor: Duruşma, Yargıç, Tanık. Bu başlıklardaki sembolizm ayrıca bir tartışma konusu olabilir. Velhasıl, kitap aslında 4 bölüm olarak tasarlanmış. En sonda bir de Sanık olacakmış ancak Yusuf Bey kitabı bitiremeden aramızdan ayrılmış... Yine de kitap eksik demek pek mümkün değil. Işıklar içinde uyusun..

Ocak 19, 2014

Freud: Görüntünün Ortasındaki Karanlık - Louis Breger


Dili: Türkçe


Irvin Yalom'u (Nietszche Ağladığında) ve Rilke'yi okumam; hemen öncesinde ise tarih okuyup belgeseller izlememle başladı bu ilgi.. 
Bu koskoca ve ağır gramajlı kitabın pek de objektif yazılmamış olduğunu söyleyerek başlamam doğru mu bilmiyorum ama nihayetinde insan elinden çıkmış hangi kitap hangi yazı hangi film objektif olabilir ki? Önemli olan hayatta eleştirel ve şüpheci bakış açısından sapmamak.. Her görünene inanmamak..

Belli ki Louis Breger bir şekilde Freud'a gıcık kapmış. Ki kitabın sonunda kendinden bahsettiği yerde ilk başlarda koyu Freudcu olduğunu söylüyor. Çok çok çok fazla kaynaktan sentez yapıp kendi psikanalizini uygulamış. Zaten aslında bunu yapan herkes kendi psikanalizini uyguluyor. 

Bir psikanaliste Freud okuyorum, hangi kitabı tavsiye edersiniz diye sorduğumda bu kitaptan "berbat" diye bahsett. Ernst Jones'un biyografisini önerdi. Velhasıl bu kitapta Jones'tan kör kütük bağlı bir mürit olarak bahsediliyor. Freud'a gelince, aşırı hırslı, egosunu tatmin etmek ve ünlü olmak için evrensel teoriler üretmeye çalışan bir adammış izlenimini aldım. İyi bir koca ve baba değil falan filan. Açıkçası tarihteki büyük işler başarmış adamlar zaten genelde çekilmez ve iğrenç adamlardır, o yüzden fazla şaşırdığımı söyleyemeyeceğim. Yine de bu kitabı bitirip Freud'dan nefret etmek; Pearl Harbor tarzı filmleri izleyip "Yaşasın Amerika, kahrolsun Japonlar!" demek gibi olur. 

Etrafta bulabildiğim biyografileri ve Freud'un kendi kitaplarını okumakla işe devam edeceğim. Ancak bu kitapta anlatılan Freud teorilerine göre şimdilik yorumum kendisine pek katılmadığım yönünde. Öncelikle Nietzche Ağladığında kitabından haliyle Freud'un ilk akıl hocası Josef Breuer'e çok sempatim var. Önce Breuer'i daha sonra da kendi fikrine %100 katılmayan herkesi (mesela Adler ve Jung) hayatından uzaklaştırması eleştiri kaldıramadığı ve aslında açık fikirli olmadığını gösteriyor. (Ben de analizini mi yapıyorum ne?! Yok yok, asıl olayları tek kaynaktan okudum, henüz değil) Hastalarında annenin önemini, çocuk, kardeş veya yakınların ölümünü genellikle es geçip gerçekten her travmayı bebeklik cinselliğine bağlıyorsa bence bu biraz saçma. Kadınların toplumdaki yerini genellikle aşağı gördüğü teorilerinde görünse de (penis kıskançlığı, kadınlar gelişmemiş erkeklerdir vs) kızı dahil bir çok kadın psikanalist yetiştirmiş. Bu konuda ortadayım. Sonuçta psikolojiye yaptığı katkıları da inkar edemeyiz.

Neyse okuyup göreceğiz, şimdilik burada durayım. Okuması ağır, zira çok uzun. Konu ilginizi çekiyorsa kaynaklardan sadece bir tarafı olarak okunmalı derim. Ama benim gibi oturup hepsini okuyacağım demiyorsanız sanırım daha objektif birini bulmak daha doğru olur. Bu kişi kanımca Jones veya müritleri de olmamalı. Henüz bir önerim yok ama eminim daha ortadan anlatan vardır. History Channel'ın belgeseli daha objektif mesela..