Eylül 27, 2012

The Politics of Ecstasy - Timothy Leary

Dili: Ingilizce

Zaten daha kitaba başlamadan Tom Robbins'in önsözünü görünce "haaaah tamam" dedim..

Bu sefer kitabı henüz bitirmeden parti parti yazmayı uygun buluyorum. Bu kitap biraz derleme gibi aslında. Değişik bölümleri var. En başlarında daha çok "dini aydınlanma"lardan bahsediyor. 'Din' derken ideolojik günümüz dinlerinden bahsetmiyorum. Krishnamurti'nin bahsettiği tarzda bir Tanrı'ya ulaşma ve dini yaşama olgusu var. Her neyse..

Timothy Leary, 60lı yıllarda politikacılar, din adamları, rahibeler ve rahipler, öğrenciler, doktorlar, yazarlar, sanatçılarla LSD deneyleri yapıp günümüzde hala çıkan saygın akademik bilimsel dergilerde yayınlar yapmış, Harvard Universitesi'ne görevli bir psikolog. Daha sonra zihin uyarıcı maddelerin yasaklanmasıyla birlikte zaten Harvard'dan da atılıyor ve kendi derneğini kuruyor. Yaptığı deneyler yüzünden eleştiriliyor, cezalara çarptırılıyor vesaire. Gelgelelim kanımca, savaş gibi mantıksız bir olaya asker yollayan bir hükümetten daha zararlı değil.

Genel olarak baktığımızda savunduğu düşünce, algı açıcı ve zihin uyarıcı kimyasalların devlet kontrollü ve serbest olması. Diğer bir önemli nokta ise, bu işi zaman içinde kurulacak merkezlerde mutlaka ve mutlaka uzman gözetimi altında yapılması gerektiği. Kitap boyunca kendi deneyimleriyle beraber, başkalarının deneyimlerini ve pozitif/negatif etkilerini detaylıca anlatmış. Deneyim örneği olarak Aldous Huxley'nin Doors of Perception kitabı verilebilir.

LSD etkisi altındayken olan her şeyi çok detaylıca fiziksel yönüyle anlatmış. Sade 'varoluş'un farkındalığı, seanstaki diğer insanlarla oluşturulan derin bağlar, din adamlarının yaşadığı 'dini aydınlanma'lar ve daha bir sürü şey..

8. bölümü anne ve babaların okumasını öneriyorum. Her ne kadar farklı bir yüzyılda da yaşasak, yani verilen örnekler aslında anne-babaların anne-babalarıyla yaşadıkları problemler üzerine olsa da, jenerasyon çatışmasına farklı bir yaklaşım olarak şimdikiler de okusun.

Daha sonra politikacılar ve insanların politik eğilimlerinin çocuklarına olan etkileri hakkında inanılmaz bir sosyolojik analiz var. Tabii bunları yazıldığı tarihe göre değerlendirmek ve üzülmek lazım. 60ların gençlerine ne kadar güvenmiş; güç ve para uğruna yapılan saçmalıkları ve zarar gören insanların olduğu toplumu değiştireceklerine inanmış. Anne ve babaları tarafından televizyonla veya politikayla veya dinle uyutulan çocukların uyanışının LSD veya başka zihin açıcı uyuşturucularla mümkün olduğunu savunuyor. Çünkü bu kimyasallar etkisinde insan hayatında çok önemli bir deneyim yaşıyor. Yarattığımız "para, güç, petrol, yasa" vesaire gibi şeylerden çok yukarda, çok insani bir deneyim. Bu deneyimi yaşayan bir insanın asla eskisi gibi olamayacağını, saf bir hümanist olacağını söylüyor. Elbette daha sonra bu maddelerin yasaklanmasıyla "viski ve sigaracı" orta sınıfın kazandığı bir kavga var. Kitap yazıldıktan kırk yıl sonra bunu daha net bir şekilde görebiliyoruz. Yani aslına bakarsanız her şey çiçek çocuk olmaktan, bütün gün hiçbir şey yapmadan sevişmekten ibaret değil. Bu konular veya genel olarak "insan" üzerine oturup düşünmeyen bizler için çok değişik bir kapı.

Poet of the Interior Journey bölümünde ise Hermann Hesse'nin Siddharta kitabına değinilmiş. Kitabı okuduysanız, okuyup da anlamadığınız kısımlara biraz ışık tutacaktır diye düşünüyorum. Özellikle de sonunda Govinda'yla karşılaşma sahnelerinde Govinda'nın gördüğü "herşeyin bir arada olması" kısmı. Daha sonra yazarın "Doğu Yolculuğu" ve "Bozkırkurdu" kitaplarını da aynı şekilde işlemiş. Bozkırkurdu zaten yanımda ve böylece listenin hemen önüne geçiriyoruz.

Kitabın en son bölümü de bayağı ilginç. Bir röportajını derlemişler. Kendisine açılan marijuana davasında yaptığı savunmalarla başlıyor ama aslında genel olarak savunduğu her şey de özetlenmiş. Hepsini okumaya üşenenler için adamın savunduklarıyla ilgili bu son bölümü, genel olarak maddenin etkisi için de "She Comes in COlors" bölümünü tavsiye ederim.

Şimdi bu kitap ilk kez 1971'de yayınlanmış. İçerdiği bölümlerin bir kısmı 60ların başına ait. Biraz gelgitli ama şunu da unutmamak gerek. O kadar uyuşturucuya rağmen Timothy Leary tee 1995'te prostat kanserinden ölüyor. Yani arada bir bilgisayar ve internet çağı patlaması var. Daha sonra toplumun yeni LSD'si diye tanımlamış. Söylemek istediğim, zamanla insan biraz yön değiştirebiliyor, özellikle de teknolojinin son 20 30 yılda yaptığı atakla. Bunu bilerek okunmalı.

Son bir not olarak, Timothy Leary öldüğünde küllerini uzaya gönderdiler. Şu anda bu bir hizmet sektörü ve aman aman da pahalı değil ama ilk o yapmış..

..Your "ego" is to your brain what the planet earth is to our galaxy with its 100,000 million suns...Sayfa41

..The LSD ecstasy the joyful discovery that ego, with strivings, is only a fraction of my identity. is its pitiful shams and strivings, is only a fraction of my identity..Sayfa36

..There is no form of energy which does not come in the same rhythm. Yin. Yang. In. Out. The galaxy itself and every structure within it is a binary business, an oscillating dance. Start.Stop...Sayfa40

..The whiskey-drinking menopausal imprison the pot-smoking youth...Sayfa89

...THE TWO COMMANDMENTS FOR THE MOLECULAR AGE
I: Thou shalt not alter the consciousness of thy fellow man.
II: Thou from altering shalt not prevent thy fellow man his own  consciousness...Sayfa95

Playboy Roportajindan:
..LSD is not an automatic trigger to sexual awakening, however. The first 10 times you take it, you might not be able to have a sexual experience at all, because you're so overwhelmed and delighted or frightened and confused by the novelty; the idea of having sex might be irrelevant or  incomprehensible at the moment. But it depends upon the setting and the partner. It is almost inevitable, if a man and his mate take LSD together, that their sexual energies will be unimaginably intensified, and unless clumsiness or fright on the part of one or the other blocks it, it will lead to a deeper experience than they ever thought possible..Sayfa130


..Leary: No one has the right to tell anyone else what he should or should not do with this great and last frontier of freedom. I think that anyone who wants to have a psychedelic experience and is willing to prepare for it and to examine his own hang-ups and neurotic tendencies should be allowed to have a crack at it...Sayfa151


..Before your LSD session, read Siddhartha and Steppenwolf. The last part of the Steppenwolf is a priceless manual..Sayfa192


..I intend to have more children, and I'll tell you this, that I'm not going to push symbols on my kids I won't keep anything away from them, but I'm not going to push symbols on my kids till they're ten, twelve, maybe fifteen years old. I will never encourage them to read a book. I will encourage them to tune in on their own internal vocabularies and cellular Libraries of Congress. I'll teach them how to live as an animal and as a creature of nature and decode and communicate with the many energies around them, before I will force artifactual symbols which are only 200 or 300 years old at best on their 2-billion-year-old cellular machineries...Sayfa207

..And that, dear Paul, is the lesson of evolution which my cells 
have taught me. Balance: competition, mutual cannibalism 
and, above all, protection of the young of all species...Sayfa221

Eylül 19, 2012

Heaven and Hell - Aldous Huxley

Dili: İngilizce

Doors of Perception'ın devamı olan Heaven and Hell'de deneyim değil bir bilgi, sorgu ve analiz ön planda. Burada daha çok zihni keşfetme yollarından bahsediliyor. Uyuşturucu, hipnoz, meditasyon, rüyalar ve görsel sanatlar bunlardan bazıları.

Rüyaların çoğunun renksiz olması ve normal şartlar altında görülen renklerin genellikle cansız olmasından bahsetmiş. Bu kısım çok hoşuma gitti. Onun dışında yazarın inanılmaz bir resim bilgisi var. Ressam ve resimlerinden yola çıkarak dini mistisizmden ve metafizik deneyimlerden bahsetmiş. Dini derken her dinden örnek verilse de, tam anlamıyla ideolojik bir dinden bahsetmiyoruz. Daha çok zihnin açılmasıyla ilgili bir konsept. 

Tamamen görselliğin zihnimizde yarattığı etkiler üzerine bir deneme aslında. Antik tiyatroların dekorlarından, resimlerin renklerine veya fırça darbelerine, dini ikonalardan, resmi geçit törenlerindeki görselliğe kadar bir sürü örnek var. Benim ilgimi en çok çeken ressam ise George de la Tour oldu. Google'a ismini yazacak olursanız göreceğiniz gibi resimlerinde bir mum ışığı ve Huxley'nin deyimiyle "sadece var olan insanlar" mevcut.

Doors of Perception'la beraber okunması daha mantıklı, zaten ayrı baskıları olsa da çoğunlukla birlikte basılmış. İkisi toplamda gayet ince ancak ingilizcesi çok kolay değil. Türkçe basımı "Algı Kapıları: Cennet Cehennem" şeklinde. Ben çok beğendim, hangi dilde olursa olsun bulun okuyun. Eminim herkes ilgisini çekecek bir nokta bulacaktır.

Tabii ki, Haku'ma teşekkürler..

..All he can do is to go to the mental equivalent of Australia and look around him..Sayfa54

George Russel'dan alıntı: 'Then suddenly, my consciousness was lighted up from within and I saw in a vivid way how the whole universe was made up of particles of material, no mater how dull and lifeless they might seem, were nevertheless filled with intense and vital beauty. For a second or two the whole world appeared as a blaze of glory'..Sayfa60

..The more than human personages of visionary experience never 'do anything.' (Similarly the blessed never 'do anything' in heaven.) They are content merely to exist..Sayfa78

Eylül 16, 2012

The Doors of Perception - Aldous Huxley


Dili: İngilizce


Öncelikle bana bu kitabı veren sevgili Haku'ma çoook teşekkür ederim. Ne zamandır okuma listemde olsa da insan dokununca koklayınca canı daha çabuk istiyor. Bu baskı aslında Aldous Huxley'nin iki ayrı kitabını içeriyor. The Doors of Perception ve onun devamı niteliğindeki Heaven and Hell. İkinci kısmını daha sonra koyacağım.

Cesur Yeni Dünya vesaire bir kenara bırakın. Bu çok başka. Zamanında legal olan algı açıcı bitkisel ve kimyasalları tahmin edemeyeceğiniz kadar yazar, ressam, din adamı, üniversite hocası, politikacı, öğrenci denemiş. Bu deneyleri yürüten kişiler elbette deneyimli psikiyatr ve psikologlar. Bitirmek üzere olduğum Timothy Leary'nin Politics of Ecstasy de benzer deneylerin anlatıldığı bir kitap. Yakında gelecek.

Burada ise Aldous Huxley, peyote adlı kaktüsün içinde bulunan mescaline adlı maddeyi denedikten sonra yaşadıklarını anlatıyor. Deney sırasında onu yönlendiren bir uzman, ses kayıt cihazı ve alınan notlar mevcut. Bu deneyimlerini yazan bir sürü kişi olmuş ama malum kelime ustasının ağzından dinlemek başka oluyor. Yine de kitap boyunca kelimelerin aslında ne kadar kifayetsiz olduğunu vurgulamış ve herkesin böyle bir deneyimi kendi yaşaması gerektiğini söylüyor.

Ufak bir detay. Bu kaktüs özünün insan bedeninde yarattığı etkilerin bir çoğu aslında adrenalin üretimi sırasında ortaya çıkan adrenochrome adlı maddeninkilerle aynıymış. Ama bedenimiz tez elden başka maddelere dönüştürürmüş ki tehlike arz eden durumlarda metanetimizi koruyalım. Yine de anlık da olsa bu madde bizde bu etkiyi yaratıyormuş. Böylelikle adrenalin bağımlısı olmanın ne demek olduğunu da anlamış oldum. Gerçekten de tehlike arz eden sporları seven birisi olarak, heyecanın daha uzun sürmesini istediğimi inkar edemem..

Şimdi burada uluorta ben ne düşündüğümü söylemek istemiyorum ki zaten artık yasaların buna izin verdiğini sanmıyorum. Küçük bir özet gerekirse, zamana olan ilginin yok olduğu, sadece "var olmak"la ilgilenilen ve aslında bunu gerçek anlamda idrak ettiren bir durum. Normalde zihnimizin uzun süreli sağlığını korumak için kapadığı algıları açıyor ve 'duvarın öbür tarafına' geçiliyor. Şizofreninin iyi günleri gibi diyor. En önemlisi de, sanatçıların bu kimyasallar olmadan algıladığı ve yansıtmaya bazı 'şey'leri resim sohbetleri sırasında idrak ediyor olması. Çeşitli resimleri, tabii ki başkalarının (ya da normal insanın) bu algıları normalde kapalı olduğu için anlayamayacağı, dolayısıyla mecburen başarısız olan çalışmalar olarak nitelendiriyor.

Doğru yanlış iyi kötü diye etiketler koymadan okuyun derim. Bu algıları açmanın binbir türlü yolu var. İlla uyuşturucu madde almak gerekli değil. Sadece bizim farkında olmayıp aslında var olana açılan bir kapı. En azından öyle bir kapının olduğunu öğrenmek adına..

..'Is it agreeable?' somebody asked. 'Neither agreeable nor disagreeable,' I answered. 'It just is.' Istigkeit - wasn't the word Meister Eckhart liked to use? 'Is-ness.'..Sayfa7


..What the rest of us see only under the influence of mescalin, the artist is congenitally equipped to see all the time..Sayfa18



..'Within the sameness there is difference. But that difference should be different from sameness is in no wise the intention of all the Buddhas. Their intention is both totality and differentiation.'..Sayfa38




..To be shaken out of the ruts of ordinary perception, to be shown for a few timeless hours the outer and the inner world, not as they appear to an animal obsessed with survival or to a human being obsessed with words or notions, but as they are apprehended, directly and unconditionally, by Mind at Large - thus an experience of inestimable value to everyone and especially to the intellectual..Sayfa46

Eylül 15, 2012

Bunları Düşün - Jiddu Krishnamurti


Dili: Türkçe


Yine Krishnamurti ve yine uzuuun süren okuma dönemi. Bilinenden Kurtulmak'taki gibi sindire sindire okudum. Açıkçası bu daha kolay okunan bir kitap. Okullarda küçük çocuklarla, anne babalarla ve eğitmenlerle yapılan söyleşiler konuları üzerinden bir araya getirilmiş. Baştan sona okumak yerine hayatınızın o döneminde sizi ilgilendiren bir konuyu seçip o bölümü okuyabilirsiniz. Her bölüm önce bir açıklama metni arkasındansa her yaştan dinleyenlerin soruları ve cevapları şeklinde.

Kitabın ana fikriyse eğitim sisteminin (sistemlerinin) çocukken sahip olduğumuz açık enerjiyi nasıl söndürüp, sıradan sorgulamayan insanlara dönüştüğümüz. Bu noktada çocukları erken yaşta uyarmak kadar eğitmenleri de yönlendirmesi açısından çok önemli ve en beğendiğim yönü de bu oldu.

Artık bu söyleşileri yapma olanağımız olmadığına göre tavsiyem anne babaların bu kitabı okuyup daha sonra küçük çocuklarına okumaları veya okutmaları. Tabii ki küçük bir çocuk tüm kitabı okumaktan sıkılacaktır ama okurken sizi ilgilendiren kısımları işaretleyin ve çocuğunuza okuyun derim. Hele ki okulla başı belada olan ailelere çok yardım olacaktır. Onun dışında eğitmenler ve okul tamam ama anne babaların da çocuklarını eğitirken ki yaptığı istemsiz hataları görmelerini sağlayacaktır. Örneğin gençlerin sıklıkla "annem babam benim böyle olmamı istiyor ama ben istemiyorum." gibi sorular sordukları görülüyor. Din, meslek veya evlenilecek kız/adamla ilgili olabilir. Anne baba olarak kendi yatkınlıklarını çocuklarına dayatıp özgürlüklerini kısıtlamanın hatası vesaire gibi aydınlatmalar var. Aynı şekilde aile akraba veya arkadaşlık ilişkileri için de geçerli. Her insana istekleri, hedefleri, eğilimleri konusunda saygı göstermek ve gösterebilmek üzerine sohbetler var.

Okuyun derim.

..Mevcut eğitim sistemimiz bize yaptığımız işi değil, başarıyı sevmeyi öğrettiği için kötüdür. Eylemin sonucu eylemden daha önemli hale gelmiştir..Sayfa130

..Mükemmeliyet önceden tasarlanmış bir anda yaşanan bir şeydir ve bu anın bir sürekliliği yoktur; bu nedenle de ne mükemmeliyeti tasarlayabilirsiniz ne de onu kalıcı hale getirecek bir yol bulabilirsiniz..Sayfa159

..Fakat bilgi zihni, aklı, iç dünyayı yönlendiren bir geleneğe, bir inanca dönüştüğünde bir engeldir ve aynı zamanda insanları böler. Bütün dünyada insanlar gruplara bölünüp kendilerine Hindu, Müslüman, Budist ve Hristiyan gibi isimler takıyor fark ettiniz mi? Onları bölen nedir? Bilimsel keşifler, tarıma, bir köprü yapmaya, uçakları uçurmaya dair bilgiler değildir. İnsanları bölen, zihni belli bir yönde koşullandıran gelenekler ve inançlardır..Sayfa174

..Gerçek Brahman, gururlu olduğu için değil, kendi ışığı kendine yettiği için kimseden bir şey istemeyen biridir..Sayfa207

..Yalnızca içi boş olan doldurulmak ister ve boş bir kalp, guruların peşinde koşmakla ya da başka bir yoldan sevgiyi aramakla doldurulamaz..Sayfa242

..Oysa kendimizi Hindular, Amerikalılar ya da İngilizler veya beyaz, kahverengi, siyah ya da sarı olarak görmekle aramızda gereksiz engeller yarattığımızı anlamamız çok önemlidir..Sayfa246