Kasım 13, 2011

Ayıp Olmadan - Aydın Boysan


Dili: Türkçe

Ben bu adama gerçekten hastayım!! Birkaç sene önce kardeşimin okulunda ufak bir söyleşi yapmıştı. Bu kitabın çıkış tarihine denk düşüyor.
Kitapla ilgili yorum yapmak haddime değil. Çok renkli ve çok keyifli bir kişilik olan Aydın Boysan'ın tahminimce yıllar boyu sağda solda yazdığı ufak yazıların bir derlemesi. Kitabın başında da zaten alakasız olduğunu kendi üslubuyla yazmış. Sonra da eklemiş, alakalı olmaları çok mu gerekli, diye.
Kitabı okurken o kadaaaaar çok yeri not almışım ki, hepsini buraya yazsam mı bilemiyorum :) Ama sanırım kitaplardan alıntılar henüz okumamış insanlara fikir vermesi açısından iyi oluyor.
Kitabın son bölümlerinde, Aydın Bey, dünya gezilerinden bahsetmiş. Orada gözüme takılan ufak bir ayrıntıyı burada yazmak istedim. Bu sene Rusya'ya yaptığım gezi sırasında hep görmek istediğim Joukowsky kasabasında buldum kendimi. Burası 2. Dünya Savaşı sırasında, Rus havacılık ve uzay sektörünün gizli gizli geliştirildiği yer. Aydın Bey ise böyle bir başka Rus kasabasına gitmiş. Havacılık değil belki ama, tamamen bir bilim köyü. Novosibirsk yakınlarındaki Akademgorodok şehri. Buranın varlığından haberim yoktu, transsibirya yolculuğumu yapacağım zaman mutlaka uğrayacağım.
Çok keyifli çok eğlenceli bir kitap. Herkeslere tavsiye ederim!


Kitabın "Dem" adlı bölümünden;
..Miktarı ne olursa olsun kendilerine verilen aklı kullanan bütün insanlar, bu kademelere ulaşma hafifliğine varmadan çok daha öcne kendilerini tutmayı başarırlar. Eğer insan gibi içilecekse (elbet bu da şarttır) ve elbet içecek olan "insan" ise içki zevk alacak, neşelenecek kadar içilir, bu derece de insan olana yeter..Sayfa18

Kitabın "İstanbul Deyince" adlı bölümünden;
..İstanbul'un Marmara Denizi kıyılarına sahil yolu inşa ederek şehir yapısının tarihsel yapısına haince tecavüz edip, şehrin cibiliyetini perişan eden politikacılar, bu olayları da (6-7 Eylül olaylarından bahsediyor) düzenleyerek tarihimize birkaç utanç sayfası da eklediler..Sayfa56

..Bin türlü insan tipinin yaşadığı ve yaşayacağı insan topluluklarında çoğunluğu ortalaması parlak olmayan bilgi ve akıl gücünde insanların oluşturduğu besbellidir. Böylesi bir çoğunluk düzeyinin insan ve dünya kaderine egemen olmasını beklemek, insan aklına ve ahlakına sığamaz..Sayfa62

Kitabın "Zaman Geçerken" adlı bölümünden;
..Eski günleri özlemle anmak, neşelenmenin de, yakınmanın da kaynağı olabilir. Olsun varsın!.. Hem zaten hepimiz üç zamanı ille de birleştirerek yaşamak durumunda değil miyiz? İlkel olmaktan kurtulan bütün insanların varabildiği ruhsal basamaküç zamanı birlikte yaşamak olmamalı mı?..Sayfa73

Kitabın "Dünyadan" adlı bölümünden;
..Yalnız bu kadar da değil.. Fransa Brigitte Bardot'yu yetiştirmiş bir ülkedir.. Önemserim. Brigitte Fransa'ya Sarkozy'den daa çok hizmet etmiştir..Sayfa87

"Sevimli İnsanlar" adlı bölümden;
..Ancak Bektaşi hiç böyle düşünmez. Ona göre insan, Allah'ın verdiği aklı kullanarak, kadere bağlamadan geleceğini planlayan, görevini savsaklamadan yapan, ayrıca kendine ve çevresine karşı "sorumluluğu" olan bir varlıktır..Sayfa108

"Sanat ve Sahneler" adlı bölümden;
..Mizah, sağlıklı zehirler içerir..Sayfa116

"Hanımlar Huzurunda" adlı bölümden;
(Leyla ile Mecnun hikayesi üzerine bir yazı sonunda)
..2000 yılından 2100 yılına kadar geçecek olan zamanı "Sevgililer Yüzyılı" ilan ediyorum.. İsterse de kimse takmasın..Sayfa134

The Surgeon - Tess Gerritsen


Dili: İngilizce

Bir toplantı sırasında sıkılıp indirdiğim e-book kendisi. Benim gibi kağıt haricinde okuma özrü olan bir insan için bir çığır bu. Öncelikle, bilgisayardan kitap okuma işine değineyim. Rezalet! Saatlerce bilgisayar ışığına odaklanmış halde, insanı sanki araba tutmuş gibi oluyor. Bir daha yapar mıyım? Bu tarz bestseller cinayet vahşet romanlarına para verip kütüphanede tozlanacaklarına, evet! Ha tabii bir Maxime Chattam değil.. Her neyse, kitaba dönersek. Benim sevdiğim tatta, kan revan vahşet psikoz var. Canlı canlı kadınların rahmini söküp sonra da boğazlarını kesen bir katil.
Aslında adli tıp doktoru olan bu hanımdan daha önce Body Double'ı okumuştum. (Bu sayfada olmayan, çünkü çok daha önceden okuduğum bir de "Girl Missing" diye bir kitabı var.) Orada Dr. Maura Isles ve Dedektif Jane Rizzoli vardı. Meğersem, Tess Gerritsen'ın ana karakterleriymiş bu iki hatun ve bir seri kitapmış. Ben tutup 7.sini falan okumuşum. O nedenle ilkini okuyayım dedim. Bu kitapta henüz Dr. Maura Isles yok.. Sanırım ikinci kitapta ortaya çıkacak. Bir de televizyondaki Rizzoli&Isles adlı, hep görüp hiç izlemediğim dizi de bu kitaplara dayanıyormuş. Girl Missing hariç, o apayrı (galiba)..
Kitaba geri dönersek, çok da fena değil. Yani aman aman hoşuma gitti diyemem ama akşam eve yorgun geldiğinizde televizyonda saçma aşk dizisi izleyeceğinize bu kitabı okumayı isteyebilirsiniz. En azından 3 5 tıp terimi içeriyor. Tabii anlaşılacağı üzere, zaman geçirmelik cheesy dediğimiz. Ha ben seviyorum, bütün diziyi de okuyacağım :)

Kasım 07, 2011

Hypersonic Aerothermodynamics - John J. Bertin


Dili: Ingilizce

Son zamanlarda omrumu yemis bu kitabi ezberledigim halde her kismina hala hakim olamadigim icin buraya koymaya layik buldum. Baska kitaplardan cok bununla hasir nesirim, bu da boyle biline.

Roket uydu birsey yapip uzaya gonderemezsem de yaziklar olsun bana.

Kasım 02, 2011

Doğunun Limanları - Amin Maalouf


Dili: Türkçe

Çok yoğun olduğum bir döneme denk gelmese, bitirilmesi en fazla 2 gün sürecek bir kitap. Nefes kesici. Lübnanlı bir yazarın kaleminden Osmanlı padişah torununun hayatı anlatılıyor. Kahramanımızın adı İsyan. Karışık aile ilişkileri ve karışık bir dönemde Beyrut'a yerleşmiş bir ailenin çocuğu İsyan. Bir ablası bir de kardeşi var. Haliyle varlıklı bir aileden geliyorlar. Fransa'ya tıp okumaya gittiği sırada 2. Dünya Savaşı patlak veriyor ve direniş örgütlerinden birinin kahramanı oluyor. Ancak o kadar alçakgönüllü ki kendine hiç kondurmuyor. Sonraları birsürü başka çarpık olaylar geliyor başına. Filistin-İsrail olaylarının başında sınırın iki yanında kalan karı-koca, yüzünü hayatı boyunca bir kere gördüğü kızı..
Kitabın anlatılış şekli ise çok hoşuma gitti. Yazarın ağzından anlatılıyor aslında. Yazar, Paris'te metroda karşılaştığı tarih kitaplarında resmi olan yaşlı adamın peşinden gidiyor. Adamın kim olduğunu bildiğinden tabii.. Ve söyleşiye başlıyorlar.
Kitap basit bir dille yazılmış. Ama öyle bestseller laubaliliği yok. Hızlı okunan ama yer yer sindirmesi zor kısımlar var. (savaş, aile, saygınlık vs)
İşte böyle, bence okuyun.



..Kendimi kontrol etmem gerekirdi! Duygularıma hakim olmayı öğrenmeliydim! Özellikle insanların şaşkın oldukları savaş dönemlerinde..Sayfa52

..Montpellier'de hiç kimse yanlışlık olduğuna inanmak istemedi. Kahraman olduğunuzu yadsımaya kalktıkça ününüz büyür, üstelik alçakgönüllüsünüz diye saygınlığınız artar. Söylendiğine göre, alçakgönüllülük, kahramanların yüce erdemidir..Sayfa72

..Sıkılıyor muydum? Hiç sıkılmıyordum. İnsan, özlediği zevkleri edinemediğinde sıkılır..Sayfa125