Nisan 29, 2012

Ormanda Ölüm Yokmuş - Latife Tekin

Dili: Türkçe


Bu kitabı o kadar zor bitirdim ki, bitirince buraya koymaya bile uzanmadı elim 5 gündür. Yani kitabı kötülemek de istemiyorum gerçekten, çok emek verilmiş. Bazı kısımları da oldukça derin. Ama işte.... 
Belki de sadece yanlış bir anda okumuşumdur, bilemiyorum.

Kitap Yasemin ve Emin diye hayatın sillesini yemiş kaderin oyununa gelmiş iki yakın arkadaşı anlatıyor. Emin, bildiğiniz deli. Rüyalarında yaşıyor adam. Rüyada yaşamak derken, kelimenin gerçek anlamıyla kullanıyorum. Bırakın uyusun, uyurken de rüyasında düşünsün, yaşasın falan. Yasemin de çok normal sayılmaz, vır vır konuşup duruyor. Kötü yazılar yazıyor. Ormana falan gidiyorlar bu ikisi. Yaprak arıyorlar. Konuşup duruyorlar.

Ben pek giremedim içine, üzülerek söylüyorum ki içim şişti. Kaba bir tabir olduğunun farkındayım ama duygumu ifade edebilecek başka bir deyim bulamadım. Özür diliyorum gerçekten. Emeğe saygısızlık etmek falan değil niyetim.

Yine de belki aranızdan birisi okur diye beğendiğim kısımları aşağı alıntılıyorum.

.."Tanrı bizi birbirimize bırakıp gitti!"..Sayfa8

..."Rüyalar anlatılır... Resmini yapmaya kalkmayız hiç."..Sayfa41

..."Üşüdüm, ne soğuk bulutmuş bu. Samui'de bulutları çok sıcak yapıyorlar..."..Sayfa90

..."İnsan, yanında başka bir insan yoksa, bir şeye güzel bile demiyor, başka varlıklara iyi ya da kötü bir anlam verebilmek için bile yanında bir insan olması gerekiyor."...Sayfa116

..."Babamla ormana girdik bir gün, evimiz oralara yakındı, çok kalın gövdeli, iri bir ağaç gördüm, sonra çocukluğum boyunca o ağacın Allah olduğunu düşündüm."..Sayfa156

Nisan 15, 2012

Korkma Ben Varım - Murat Menteş


Dili: Türkçe

Dublörün Dilemması'nın bir uzun versiyonu diyebiliriz. Aynı tatta, aynı keyifte bir başka kitap olmuş. Yine Alper Canıgüz, Murat Uyurkulak alakaları kurulmuş.
Kitabın tek problemi, hangi bölümün kimin ağzından yazıldığının takibinin birazcık zor olması. Dublörün Dilemması'ndaki gibi ana bölümler var. Ana bölümleri, bölüme adını veren karakterin ağzından dinliyoruz ama arada küçük bölümler var ki başlıklarının yanında parantez içinde yan karakterlerin adı oluyor. O zaman onların ağzından dinliyoruz. Ben başlarda kendimi kaptırınca biraz kafam karıştı açıkçası. Benim gibi kafası geç basanlar için başta bir açıklama olsa iyiydi :)

Bu sefer yine komik isimler ve karakterler var. Fu, Müntekim Gıcırbey, Atom Bombacıyan, Şebnem Şibumi ve Hayati Tehlike ana karakterler. Bir sürü polisiye, doğaüstü, komik ve romantik olay cereyan ediyor. Konusu hikayesi şudur demek de zor. Bir Gönül İşleri Bakanlığı var, aşkları onaylanmış bir kısım aşığa AŞKart adı verilen bir kart veriliyor. Bakanlığın yaşlı mı yaşlı, ermiş mi ermiş, her türlü mezhebin önde gelenlerinin bulunduğu 22 kişilik karar heyetinin katledilmesiyle başlıyor hikaye. Dublörün Dilemması'nda olduğu kadar kitabı okurken kendi kendime kahkahalara boğulmadım ama yine de çok güldüm. Yine bir sürü değişik alıntı ve sakız içinden çıkan gereksiz bilgiler türü paragraflar var :)

Dünyada şunca kötü, tatsız, acılı olay cereyan ederken gülebilmek çok güzel. Kendinizden üç beş kahkahayı esirgemeyin diyorum.


..Dracula, boynunu büküp otobur horultularla uyuyan Tarzan'ın dazlak kafasında geleceği görmeye çalışıyor. "Bak Mübeccel, bu Mister Spock namlı negatif iyon, seni Pamuk Prenseslikten Kül Kediliğine transfer edecek!"..Sayfa108

..Gelgelelim insanoğlu her yaştan ağacı keserek, zehirleyerek, yakarak öldürdü. Rüzgarı makasladı, yağmuru kelepçeledi, güneşe çuval geçirdi. Karpuzu, domatesi, portakalı.. murdar etti. .... Allah'la kul arasına girdiler. Eriği, mandalinayı köleleştirdiler. Bitkilerin kokusunu, şifasınıi ruhunu gasp ettiler..Sayfa179

.."18. yüzyılda Altaylar, Kırgızlar ve Doğu Türkistan Türkleri şaman ayinlerine 'oyun' derlermiş. Oyun=Ayin" diyor..Sayfa200

..Sahip olmadığınız niteliklerle sizi övenler, taşımadığınız kusurlarla yererler de..Sayfa242

.."Çok sevmek sonsuza dek kavuşamamak için en ideal yöntemdir!"..Sayfa384

Nisan 05, 2012

Nereye Gidersem Gökyüzü Benimdir - Şafak Pavey


Dili: Türkçe

Birleşmiş Milletler'de insan hakları üzerinde çalışmış olan Şafak Hanım, görev gereği bir süre yaşadığı İran'dan izlenimlerini, aslında daha çok anılarını anlatmış bu kitapta. Son yıllarda sağdan soldan okuduklarımla aslında çok merak ettiğim bir medeniyet.

Gülümsemesi yüzünden eksik olmayan; televizyondan, gazete sayfalarından bile insana pozitif enerji veren birisi Şafak Pavey. Bu nedenle aslında kitabın tonuna çok şaşırdım. O ne yapıp edip oralarda olumlu şeyleri olumsuzlardan daha fazla yapmayı becermiştir dedim ancak anlaşılan öyle olmamış. Kendi ülkemize dönüp baktığımda son zamanlarda işlerin iyice cıvıdığı bir dönemde, bu kitap beni çok korkuttu. Şu andaki durumu belki daha iyi anlamak açısından herkesin okuması gerekiyor diye düşünüyorum.

Kitaptan aklımda kalanları, aslında aklıma kazınanları ve kalbimdeki korkuları maddeler olarak yazacağım.

- Ahlak polisinin mütemadiyen yabancılara bile hicap (örtünme) uyarıları
- Evcil hayvan denen iblis varlıklar(!)
- Kadınların futbol maçlarına gidememeleri
- Cumhurun seçtiği başkanın aslında son sözü söyleyen mollaların kuklası olması
- Minyatür sanatının has tarihine sahip bir ülkenin, elin delisi peygamberin kötü karikatürünü çizdi diye tamamen yasaklanması (Şiilikte resim yasağı yokmuş)
- Her evde balkon varken, hiç kimsenin balkonda oturamaması
- Kadınların duvar dibinden yürüyüp, varlığından utanması
- Mevlana'nın adının neredeyse hiçbir yerde olmayışı
- Dunyanin en aktif yeralti hayatina sahip ulkesi Iran cumhurbaskani Ahmedinejad'ın "İranlı eşcinsel yoktur" sözleri
- Heykelin, iç mimarinin yasak olması
- Baskı altındaki zavallı liseli çocukların (kızların) topluma kabul olmak için görünen tek yerleri olan yüzlerine estetik yaptırmaları
- İranlı gençlerin "nükleer" merakı
- Parlak kız öğrencilerin yüksek öğretim için ancak evli olmaları durumunda burs alabilmeleri
- Kadın sesinin "şeytan işi" olması
- Havaalanı güvenlik kontrolü/tacizi
- Kadınlara uygulanan bisiklet yasağı

Bahsi geçmese de kitap boyunca aklımdan hiç çıkmayan görüntü ise 2009'da Ahmedinejad'ın tekrar seçildiği şüpheli seçimler sonrası çıkan olaylarda kalbinden vurulup ölen 16 yaşındaki Nida.

...Çünkü İran'da rejim muhaliflerini asmak için kimsenin sesini çıkaramayacağı kadar kutsal bir neden vardır: Devlete karşı yapılan eylemler 'Allah düşmanlığı' olarak tanımlanır. İslam devletinde de Allah'a düşmanlık suçunu devlet affetse bile kalabalık radikal muhafazakar toplum o 'ceza'yı kendi eliyle vermeye hazırdır! Hatta bazı durumlarda devletin asması bile tercih edilebilir...Sayfa18

..."Bizde sadece Hazar Denizi kıyısında evi olanlar bahçelerine çıkabilirler. Bunun dışında kimse rejime balkonundan ya da bahçesinden görünmek istemez." Başımı önüme eğdim...Sayfa33

(Futbol ile ilgili olarak)...Çünkü Hameney ve ekibine göre, kadının yabancı bir erkeğin vücuduna bakması İslami kurallara aykırıydı...Sayfa54

..Ben 2000 yılındaki o İran denen muhteşem metafizik adasına taşınıp ve yeniden şahit olacağımı düşündüğüm o inanılmaz reform rüzgarının eseceğini umarken, birkaç ay sonra Ahmedinejad seçildi. Hatemi döneminin resmen bitmesiyle herşey bambaşka bir yöne doğru gitmeye başladı..Sayfa88

(Kuş gribi salgını gibi önemli bir mevzuyu bile halkından gizleyen ülkenin -bütün haberler sansürlü- insanının nükleer savaştan çekinmemesi üzerine)..Dünyadaki bütün gelişmelerden bihaber yaşayan, duydukları, gördükleri, bildikleri kısaca bütün iletişim yolları mollaların insafına göre şekillenen İranlıların, sıradan çelişkilerinden birini yaşıyordu, her zaman olduğu gibi..Sayfa103

(Şah döneminde, kadınların şarkı söylemesinin günah sayılmıyormuş. Daha sonra 'haram' ve 'şeytani' olarak nitelendirilmiş. Şah döneminde minik bir kız olarak müzik kariyerine başlayan bir hanımın hikayesi üzerine)..İslam'a inancı sonsuzdu ama ne kadar hatmettiyse kadın sesini yasaklayan hiçbir emre rastlayamamıştı..Sayfa129

..Mülteci kampları; yokluk, savaş, ayrımcılık, şiddet ve çeşitli zorluklara maruz kalarak, ülkelerini arkalarında bırakmış, hafızaları acı yüklü insanlarla dolu olmasına rağmen, herkesin birbirine daha sıkı sarıldığı, size ne tip, ne renk ya da ne isimde olduğunuza göre davranılmayan ve insan olduğunuzu bir kere daha hatırladığınız yerlerdir...Sayfa144

Nisan 01, 2012

Her Temas İz Bırakır - Emrah Serbes


Dili: Türkçe

Evet nihayet kitaplara başlayabildim.. Keşke diyorum diziden önce haberim olsaymış da okusaymışım. Dizinin muhteşem kurgusundan dolayı kitapla ilgili çok çok çok yüksek beklentim vardı açıkçası. Bu sefer bahsettiğim beklenti "uyarlama uyum yüzdesi" değil elbet. Kitabı bir çırpıda okudum okumasına ama pek normal bir şahıs olmayan Behzat Amir'in gelgitleri çok net değil. Yani dilim varmıyor söylemeye lütfen yanlış anlama Emrah Serbes.. Kalemin o zamanlar çok güçlü değil miymiş?? Gerçekten çok tatlı metaforlar var; aşağıda da yazdım zaten ama kitabın içine balıklama dalamadım sanki..

Bu arada diziyi izleyenler için.. Bu kitap dizinin ilk bölümü ancak her şeyiyle aynı değil. Örneğin Akbaba karakteri Behzat'ın yaşında daha yakın. Hikayede birden fazla cinayet var aslında falan filan. Hatta en çok hoşuma giden şeylerden birisi de kitap içinde geçen bazı repliklerin veya sahnelerin, dizinin başka başka bölümlerinde karşımıza çıkmış olması. Sezon boyu iyice yedirilmiş yani.

Özellikle ikinci sezonda büyüyen Hayalet karakteri heyecanımın hevesi kursağında bekliyor. Bu kitapta fazla rolü yoktu ama ben umudumu kaybetmedim bekliyorum :)

Neyse sonuç olarak kitabı gerçekten çok beğendim. Velhasıl dizinin verdiği gazla sürreel bir mükemmellik beklentim olmuş, onu tam tatmin edemedik. Sanırım ilk kez bir eserin görsel halini daha çok sevdim. Tabii ki herkese tavsiye ediyorum, diziyi izleyen izlemeyen. En kısa zamanda diğer kitabı da okuyacağım. Belki diğer kitapta daha güçlü bir kalem vardır bilemiyorum ama nihayetinde yazarın kendini kanıtlama derdi yok artık. Senaryoların tamamını kendisi yazmasa da orada görüyoruz zaten.


...(Hayalet için) Az ötedeki Tekel bayisinin önünde durmuş, çevredekilerle sohbet ederken, kağıt üzerine alelacele karalanmış bir çöp adamı andırıyordu...Sayfa16

..Sen terör örgütü müsün Ramazan Ağbi?...Sayfa31

..- Adın ne?
- Şule, Jale, Berna, Selma.. Hangisini tercih edersin?..Sayfa109