Şubat 27, 2012

Coraline - Neil Gaiman


Dili: Türkçe

Tamam da, sebep???? Çocuk kitabı mı değil mi anlayamadım ama lütfen çocukların erişemeyecekleri yerde saklayınız. İnsanın ruhunun, huzurunun derinliklerine binlerce paslı çivi batırmak gibi bir şey. Bildiğiniz tırstım!
Hani çirkin ve huysuz rüyalarda karşınızda anneniz babanız kardeşiniz veya tanıdığınız bir kişi olur ama aslında onlar görünümlü kötü yaratıklardır ya hah işte tam o hikaye.
Bir ara genel hikayeyi Miyazaki'nin Spirited Away'ine benzettim. Hemen hikayeden bahsedeyim. Küçük Coraline sıkıntıdan yeni evleri etrafında keşiflere çıkar. Kendi evlerinin içinde de yandaki boş daireye açılan bir kapı vardır ama kapı tuğladan bir duvara açılmaktadır. Bir şekilde Coraline öbür tarafa geçer. Orada onu "öteki annesi" ve "öteki babası" beklemektedir. Kendi anne ve babasına benzemekle beraber siyah düğme gözleri ve beyaz tenleri vardır. Coraline orada tutulurken bir yandan da annesi ve babasının da tutsak edildiğini, annesinin bir aynanın ardından "yardım et" yazmasıyla farkeder. Coraline'i sonsuza kadar tutup onu sevmek isteyen öteki anneyle bir anlaşma yaparlar. Aslında bütün bu dünyayı öteki anne yaratmıştır (çizmiştir boyamıştır ve psikolojik durumuna göre çizimler bazen küçük çocuk çizimleri gibi kargacık burgacık olabilmektedir). Coraline gibi daha önce de çocuklar orada tutulmuş ve ölmüşlerdir. Coraline onlarla kapatıldığı dolapta tanışır. Anlaşmaya göre Coraline anne-babasının ve bu çocukların ruhunu bulursa serbest kalacaktır.
Hikayede bir yandan konuşan bir kara kedi, sonsuza kadar yani daima köpekler için oynanan bir tiyatro, komşu kadınların verdiği delikli taş ve bir fare orkestrası eğiten üst kat deli komşu da var.
Bildiğiniz yüksek ateşten havale geçiren birinin sanrıları gibi. Ben bu "tanıdıkların bedenlerinde başka şeyler" olma fikrine tüm varlığımla karşıyım. Beni inanılmaz korkutuyor. Tırstım vallahi.
Ha Spirited Away ne alaka derseniz de, garipliklerüstü bir dünyada sıkışmış, anne ve babasını kurtarmaya çalışan minik bir kız olduğu için.
İşte böyle.. Kitabı bitirdim, hemen yazayım da benden çıksın, bağlarımı koparayım bu kitapla istedim. Yani aksi gibi o kadar güzel de yazılmış, çok fantastik bir dünya var. Tek göz oda evimde sağıma soluma dönüp bakıyorum deminden beri, "öteki birisi" mi çıkacak diye. Benim gibi tırsak değilseniz lütfen okuyun..

Not: Lanet olsun, çocuk filmi de varmış bunun.. İzlememek istiyorum ama dayanamayacağım sanırım.. Yine de çocuklarınıza izletmeden önce kendiniz izleyip karar verin.

Not2: Bu yukarıdaki yorumları palyaçolardan ve kuklalardan korkan birinin yazdığını aklınızda tutunuz.

"Çünkü," dedi Coraline, "korkuyorsan ve yine de yapmaktan korktuğun şeyi yapıyorsan, işte bu cesurcadır."..Sayfa60

..Zaten aklı başında olan hiç kimse hayaletlere inanmaz çünkü onların hepsi yalancıdır..Sayfa94

Şubat 24, 2012

The Apprentice - Tess Gerritsen


Dili: İngilizce

Son zamanların boşluğu içinde cinayet kan revan kitabı okumayıp da ne yapacaktım yani?! Jane Rizzoli Serisinin 2. kitabı bu Apprentice. Türkçesi Çırak. Sıradan bir bestseller o yüzden şöyle şahane falan demeyeceğim. Alıntıya veya şarkıya da değmeyecek.

Tek söyleyeceğim, kendi tarzında sürükleyici ve adli tabip olmasından ötürü mantıklı yazıyor bu kadın. Her ne kadar ben bilmeden seriye 4. kitap olan Body Double'dan giriş yaptıysam da siz yine de ilk kitabı okumadan bunu okumayın.

Karşılaştırma yapmak manasız ama ilk kitap daha iyiydi. Bunun sonunda "yok devenin bale pabucu" dedim ben. Yani boşuna mı okuduk o kadar sayfayı madem yarım sayfada sonuca bağlanacaktı.. Neyse işte, televizyonda CSI izlemek ne kadar çerezse bu da o kadar. Hiç değilse 3-5 ingilizce kelime tabir öğrenmişimdir. Tabii bir de 3. kitabı okuyabilecek hale geldim o iyi oldu.
Ben ki notu çok bol biriyim, Goodreads'te 2 yıldız alır daha da alamaz..

Şubat 22, 2012

Piç - Hakan Günday


Dili: Türkçe

Sosyolojik acidan oldukca guzel bir kitap oldugunu soylemeliyim once. Boyle bi giris yaptim diye "Kiz guzel mi?" sorusuna verilen "Yaeee cok sirin" kandirmacasi yapiyorum sanilmasin. Kiz cirkin degil yani kitap da gayet guzel! 4 tane picin hikayesi var bu kitapta, Cenk Afgan Hakan ve Barbaros. Aileleri zengin ve anne baba somurmusler. Es dost akraba herkesi somurmusler cunku calismaya inanmiyorlar. Aslinda cok derin dusunceleri var yani o yuzden dedim sosyolojik olarak onemli bir kitap olmus. Tuketim toplumundaki butun tabulari yikan 4 tane pic. AZ veya Zargana kadar carpici sahneler yoktu bi kitapta. Dayak yok yani..

Kitabin en cok hosuma giden kisimlarindan birisi de Cenevre'de babasinin okul icin verdigi butun paralari kumar masasinda kaybeden Cenk karakterinin el yapimi t-shirtleri. O kadar yaratici seyler bulmus ki yazar, kitabin sonundaki gondermeyle gulme krizine girdim.
Onun disinda mutemadiyen okudugu ve yazarini hatirlamadigi kitaplardan bahseden Hakan var. Aslinda kendi kafasinda kurdugu hikayeleri yazmayacak kadar tembel oldugu icin "bir keresinde bir kitap okumustum" diyerek doken Hakan.

Neyse, cok da anlatilacak bir yani yok aslinda hikayenin. Bu 4unun tekrar bir araya gelmesinden sonlarina kadar baslarindan gecenler diyelim. Belki alintilar daha cok sey anlatir zira o kadar cok yer isaretlemisim ki hepsini yazamayacagim.


..Kadinlar piclerle tanisirlar..... Dogru kisi tarafindan caldirilmasini bekledikleri telefonlarin yakinlarinda sinirlenirler. Aile ve dostlariyla ayarladiklari tanisma randevularina tek tarafli istiraklerden oturu ozur dilerler. Sorumsuzlugun her turlu icten duyguya karsi duyarsizligi da icerdigini dusundukleri gecelerde aglayarak uyurlar..Sayfa45

.."Simdi nerededir acaba, ne yapiyordur?" diye soracakti ki zihninin tahminler departmanina, asik oldugu kadinin ayni soruyunun Afgan'a uyarlanmis halini kendine hicbir zaman sormadigini ve hicbir zaman da sormayacagini hatirlayip girisimini frenledi..Sayfa76

..Cunku picin ruhsal dunyasina giden yol o kadar uzundur ki bir insanin oraya ulasabilmesi icin milyonlarca isik yili yasayabilmesi gerekir. Olumsuzluk de sadece anlik bir duygunun adi oldugu icin, bu yolculugun gerceklesmesi mumkun degildir..Sayfa112

..Picler duzensiz hayatlarinda duzenli olarak icki icerler. Ancak hepsinin de bir siniri vardir. Belli sayidaki kadehten sonra sarhos olup sizarlar. Sizdiklari yerin adi huzurdur. Hicbir seyin dusunulmedigi ve hicbir seyin hissedilmedigi o muhtesem huzur..Sayfa127

..Eger bir gun yazmaya karar verirsem bir oto-otopsi yazacagim. Cunku otobiyografilerini yazanlardan cok uzaklarda bir varlik oldugum icin ölüm nedenim olan yasamimi ancak bir otopsiyle aciklayabilirim..Sayfa133

..Cenk kendi kendine ama duyulabilecek bir seste konustu: "Kendimi beyaz kadranli, Romen rakamli bir duvar saatindeki saniye cubugu gibi hissediyorum. Sadece donuyorum. Zamanin kendisiyim. Geciyorum"..Sayfa144

..Yasamayi birakmis her insan gibi picler de diger insanlarin ayaklari altinda er ya da gec cignenirler. Cunku hayat tek tarafli sozlesme iptallerinin cezasini tereddutsuz verir. Ceza, yasiyormus taklidi yapmaya mahkum olmaktir. Bir insanin taniyabilecegi en siddetli acinin kaynagidir. Muebbet hayat mahkumiyeti. Tek kacisi ölüm olan bir hapishane..Sayfa176

..O kadin Afgan'in kalbini saran zari yasadigi muddetce soyacak ve dokundugu ilk eti yiyecekti. O kadin, Afgan ne yasiyor olursa olsun, genc adamin kalbini yiyip bitirecekti. Cunku Afgan gercek bir pic gibi asik olmustu. Gercek bir pic gibi asik olmanin tek tedavisi ölümdü. Kadinin degil, picin ölümü..Sayfa203

Şubat 05, 2012

Alçaklığın Evrensel Tarihi - Jorge Luis Borges


Dili: Türkçe

Her ne kadar bitirmem uzun sürmüş olsa da çok eğlenerek okudum bu kitabı. Dünyanın ve tarihin her tarafından toparlanmış öyküler var bu kitapta. Sudan'dan Arjantin'e, Çin'den İran'a kadar. Aslında büyük ihtimalle gerçekten yaşamış kişilikleri alıp biraz çarpıtarak hikayeleştirmiş.
Esasen Arjantin'deki bir gazetenin pazar ekine yazdığı yazıların toparlanması bu kitap ama zamanında çok ses getirmiş.

Bendeki nüsha İletişim Yayınları 10. baskı. Bunu neden söylüyorum, çevirmen Celal Üster'i kutlamak için. Edebi bir dille yazılmış kitap ve çevirmenin kullandığı kelimeleri çok beğendim. Tebrik ederim :) Umarım bir gün İspanyolca da öğrenip orjinalinin de tadına bakarım.

Bu arada özellikle doğu edebiyatı (Binbir Gece Masalları da geçiyor) içeren bölümlerde İhsan Oktay Anar tadı aldığımı söylemeliyim. Ancak bu hikayeler genellikle daha kısa olanlardı hevesim biraz kursağımda kaldı.. Daha çok olsa da okusam dedim :)

Kitapta benim en beğendiğim hikayeler Kadın Korsan Dul Çing, Maskeli Boyacı Mervli Hâkim, Düş Gören İki Adamın Masalı, Yaya Kalan Büyücü oldu galiba. Çok keyifli bir kitap gerçekten çok tavsiye ederim. İyi olan kısmı da hikaye kitabı olması. İşlerinizin yoğun olduğu dönemlerde güzel bir kaçamak olabilir. Ne de olsa bir hikayenin diğeriyle ilgisi yok, her an köşeye konup beklemede kalabilir.